23. Hukuk Dairesi 2013/9229 E. , 2014/3162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2013/189-2013/454
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin 04.04.1999 tarihli olağanüstü genel kurulunda verilen yetkiye istinaden yönetim kurulunun 27.07.2000 tarihinde C blok zemin kat 2 nolu daireyi davalıya sattığını, davalının satış sözleşmesinin 4. maddesi hükmü gereğince ödemesi gereken tapu, maliye, belediye, kat irtifakı, vergi ve zorunlu sigortadan kaynaklanan harçları tüm uyarılara rağmen ödemediğini ileri sürerek, 3.750,00 TL anapara 9.860,00 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 13.610,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 27.07.2000 günlü satış sözleşmesiyle davacı kooperatiften daire satın aldığını, sadece satış sözleşmesindeki şartlarla bağlı olduğunu, kooperatif üyesi olmadığı için Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu"nun uygulanması gerektiğini, SSK prim borçlarından sorumlu olmadıklarını, uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 07.02.2013 tarih, 2012/5910 E., 2013/651 K. sayılı karar düzeltme ilamıyla; diğer temyiz itirazları reddedilerek, mahkeme kararından sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun faize ilişkin hükümlerinin somut uyuşmazlığa tatbik edilmesi gerektiği, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faizin Türk Borçlar Kanunu"nun 120. maddede düzenlenen temerrüt faizi olduğu ve kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanması gerektiği, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun"un 2/1. maddesi gereğince temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınmasının taraflarca kararlaştırılabileceği, kooperatif genel kurulunca gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği ancak tarafların, uygulanacak faiz oranını belirlerken, TBK"nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorunda olduğu, azami faiz oranının yıllık temerrüt faiz oranı olduğu ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacağı, mahkemece karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme ve açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından işlemiş ve işleyecek gecikme faiz oranı ve miktarı bakımından bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki sözleşme ile C blok zemin kat 2 nolu dairenin davalıya satıldığı, sözleşmenin 4. maddesinde “Kur"a çekiminden sonraki kooperatif için yapılan tüm harcamalar alıcıya aittir.” ifadesinin bulunduğu, davalının kur"a çekiminden sonra diğer üyelerle birlikte yapması gereken ödemeleri yapmayarak sözleşmeyi ihlâl ettiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 3.750,00 TL asıl alacak, 5.544,67 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 9.294,67 TL"nin asıl alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
16.06.2006 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 01.04.2013 olarak yazılmış olması, HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğinde kabul edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.