Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20955
Karar No: 2019/1327
Karar Tarihi: 12.02.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/20955 Esas 2019/1327 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/20955 E.  ,  2019/1327 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12/02/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden taraftan gelen olmadı. Karşı taraftan davacı ... bizzat ve vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K. A R A R

    Davacılar vekili, dava dilekçesinde yazılı 11 parça taşınmazın vekil edenlerinin murisleri ile davalıların murisi...adına tapuda kayıtlı olduğunu, bahsi geçen taşınmazların 04.12.1978 ve 12.11.1980 tarihli senetlerle kayıt malikinin mirasçılarından satın alındığını ve 40 yıldan fazla süredir vekil edenleri tarafından kullandığını, olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğunu açıklayarak davalılar murisi...adına kayıtlı 1/3 payların iptaliyle vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Bir kısım davalılar vekili, davanın yersiz açıldığını, kazanma koşullarının oluşmadığını, mirasçılar arasında zamanaşımının işlemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalılardan ..., ..., ... 21/11/2011 tarihli oturumdaki imzalı beyanlarında yakın murisleri...’ın ölmeden önce taşınmazlardaki payını davacılara sattığını, taşınmazların davacılar tarafından kullanıldığını belirterek davayı kabul etmişlerdir.
    Mahkemece, bozmadan önce, TMK"nin 713/2.maddesindeki “ölüm” ibaresinin yürürlüğünün Anayasa Mahkemesinin 17.03.2011 tarihinde durdurulduğu, eldeki davanın bu tarihten sonra açıldığı, davacı tarafça bu maddeye dayanılarak eldeki davanın açılamayacağı,davacılar vekili tarafından yargılama sırasında satış vaadi sözleşmesine dayanılmış ise de her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Daire"nin 08/04/2014 tarihli ve 2013/7317 Esas, 2014/6446 Karar sayılı ilamı ile "...Anayasa Mahkemesi"nin verdiği iptal kararıyla birlikte 17.03.2011 tarihinde aynı zamanda; “…kararın Resmi Gazete"de yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulmasına” karar verilmiştir. Şu halde yürürlüğünün durdurulması kararının verildiği 17.03.2011 tarihinden önce açılmış bulunan davalar bakımından maliki 20 yıl önce ölmüş ve o tarihten dava tarihine veya kayıt maliki adına bulunan tapu kaydının intikal gördüğü tarihe kadar diğer kazanma koşulları yanında 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür davalar bakımından kazanılmış (müktesep) hakkın kabulü gerekir. Uyuşmazlığa konu yapılan tapu kaydı; malikin ölüm tarihinden itibaren 20 yıllık kazanma süresi geçtikten sonra intikal görmüş ise bu tür intikal gören kayıt hukuken bir değer taşımaz ve intikal maliklerine herhangi bir hak bahşetmez. Yine dava açmamış ancak; Anayasa Mahkemesinin verdiği yürürlüğün durdurulması karar tarihi olan 17.03.2011 tarihinden önce hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun da kabulü gerekmektedir. Bu gibi hak sahiplerinin 17.03.2011 tarihinden önce veya sonra dava açmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Bu açıklamalar karşısında, Mahkemece dava konusu taşınmazlara ait son durumunu gösteren tapu kayıtları getirtilerek, mülkiyet durumunun belirlenmesi, ondan sonra tüm deliller ile yukarıdaki açıklamalar göz önünde tutularak elde edilen sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir..." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemesince, bozmaya uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde, davacıların davasını ispatladığı gerekçesi ile davalılar Kadriye, Osman ve Alican bakımından kabul nedeni ile davanın kısmen kabulüne, 2700 parsel (yeni 582 ada 79), 2746 parsel (toplulaştırma sonucu 232 ada 12, yeni 232 ada 21 parsel), 1681 parsel (yeni 407 ada 18), 1631 parsel (yeni 407 ada 56 parsel), 9290 parsel (yeni 406 ada 162), 9294 parsel (yeni 406 ada 164), 1790 parsel (yeni 406 ada 174), 3580 parsel (yeni 210 ada 17), 2833 parsel (yeni 256 ada 12), 2836 parsel (yeni 256 ada 12), 3370 parsel (yeni 225 ada 10 ve 227 ada 1 parsel) sayılı taşınmazlarda ölü malik Esma Bayraktar (Koral) adına kayıtlı hisselerin iptali ile, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 1957/152, 1959/19, ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/367, 2012/61, 2007/400, 2015/629 ve ... 1 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/34, ... 2 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/183 Esas sayılı veraset ilamındaki miras payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, 256 ada 20 parselde davalılar murisinin hissesi bulunmadığından bu parsel ilgili davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nin 713/1. fıkrasındaki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve 2. fıkrasında yer alan, “…maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebeplerine dayalı olan tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazların davalılar murisi...ve davacılar murisleri ... ve ... adına paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı olduğu, tapu kayıtlarının intikal görmediği, sonraki tarihlerde dava konusu taşınmazların ifraz ve imar işlemlerine tabi tutulduğu ve parsel numalarının değiştiği, Mahkemesince, 14/10/2011 tarihinde bir fen ve bir ... bilirkişisi ile keşif yapıldığı, ... bilirkişisi raporunda dava konusu taşınmazların niteliklerinin belirlendiği ve dinlenen davacı ve davalı tanık beyanları doğrultusunda, davacıların zilyetliğinin kanıtlandığı gerekçesi ile taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki, Mahkemesince, 14/10/2011 tarihinde yapılan keşifte, taraf tanıkları hazır bulunmadığı gibi, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerler tek tek belirlenmemiş, keşif tutanağına yazılmamıştır. Gayrimenkulün aynına ilişkin uyuşmazlıklarda mutlak suretle nizalı taşınmazın bulunduğu yerde yöntemine uygun olarak keşif yapılmalı ve taraf tanıklarının 6100 sayılı HMK"nin 243 ve 244 madde (HUMK"un 258 ve 259. maddeleri) hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmak suretiyle mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri gereklidir. Tanıkların anlatımları arasında çelişki bulunduğu taktirde yeniden huzura alınarak bu çelişkinin mümkün olduğunca giderilmeye çalışılması icap etmektedir.Somut olayda, her ne kadar Mahkemece, 14/10/2011 tarihinde mahallinde keşif yapılmış ise de, taraf tanıkları duruşmada dinlenmiştir.
    O halde Mahkemece yapılacak iş, dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak taraf tanıklarının keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde ve hangi tarihte intikal ettiğinin, davacıların zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş şeklinin tanıklardan ayrıntılı olarak sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde, HMK"nin 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, keşfe katılacak teknik bilirkişiden taşınmazlardaki fiili kullanımı gösterecek şekilde ayrıntılı ve denetime elverişli rapor temin edilmesi ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır. Tüm bu hususlar düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.2.2010 tarihli ve 2010/8-58 Esas, 2010/78 Karar sayılı kararına göre TMK"nin 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan davalarda davanın kabul edilmesi halinde dahi kayıt maliki ile mirasçılarına yargılama giderleri yükletilemez, harç ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulamazlar. Bu nedenle, mahkemece, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi