
Esas No: 2014/27899
Karar No: 2015/8091
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/27899 Esas 2015/8091 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki Düzenlenmesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Ana ve babanın evli olmaması halinde, velayet anaya ait ise de (TMK m. 337/1); çocuk ile baba arasındaki soybağı, ana ile evlilik, tanıma ya da hakim hükmüyle kurulabilmektedir. (TMK m. 282/2). Davacı ile küçük ... arasında açıklanan şekillerde bir soybağı ilişkisinin kurulmadığı anlaşılmaktadır. Yasada belirtilen şekilde bir soybağı ilişkisi kurulmadan, nüfus kaydının anne hanesinde kayıtlı olan çocuğun baba isminin .... olarak yazılı olması soybağı ilişkisi kurulduğu anlamına gelmez. Tanıma, babanın aile mahkemesine yazılı başvurusu ile de yapılabilir (TMK m. 295/1). Olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme hakime ait olduğundan; davacının aile mahkemesine yönelik bu talebinin aynı zamanda tanıma istemini de içerdiği kabul edilerek; mahkemece Kanundaki tanıma koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığı da değerlendirilip, tanıma konusunda bir işlem gerçekleştirilmeden (HMK m. 295, 296), işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer bölümlerinin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 21.04.2015 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Türk Medeni Kanununun 295. maddesinde, evlilik dışı doğan çocuğu tanıma yetkisi bizzat babaya verilmiştir. Geçerli bir tanımanın varlığı için, babadan sadır olmuş bir tanımanın vaki olması gerekir. Bu hak, şahsa bağlı bir hak olup, tanıyan tarafından bizzat kullanıldığında sonuç doğurur (TMK.md.295). Bu bakımdan, davacı tarafından açılan ve çocukla davacı arasında kişisel ilişki kurulması talebine ilişkin dava dilekçesinin “tanıma beyanını da içermiş olduğu” kabul edilemez. Davacının dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarının tanıma beyanının mahkemeye yazılı başvuru ile yapılmasını zorunlu tutan yasal düzenleme (TMK.md.295/1) karşısında; geçerli bir tanıma beyanı olduğundan söz edilemez. Çocukla davacı arasında, hukukun geçerlilik tanıdığı şekilde soybağı kurulmadan; soy bağının hükümlerinden olan kişisel ilişki tesisine de karar verilemez. Mahkemece yapılacak iş; davacıya çocuğu tanıması için süre verilmesi, tanıma yapılıp davacı ile çocuk arasında soybağı kurulması halinde ise davanın incelenebilir hale geleceğini göz önünde tutarak, gerçekleşecek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Davacıya bu yönde işlem tesisi için mehil tanınmadan hüküm tesisi kanımca doğru değildir. Bu sebeple sayın çoğunluğun bozma sonucuna katılmakla birlikte gerekçesine iştirak edilmemiştir.