1. Hukuk Dairesi 2015/5888 E. , 2017/7062 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili ile davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar; paydaş oldukları 39 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını, komşu 38 parsel sayılı taşınmaz malikleri olan davalıların haksız olarak kullandıklarını ileri sürerek davalıların elatmalarının önlenmesine ve son 5 yıla ait 5.000,00-TL ecrimisilin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar; davaya cevap vermemişler, yargılama sırasında dava açılmadan evvel yaptırdıkları aplikasyona göre dava konusu parsele yönelik tecavüzlerini sonlandırdıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacılara ait çaplı taşınmaza davalıların haksız olarak elattıkları gerekçesi ile elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, davalı ...’ten 2.027,21-TL, davalı ..."dan 1.515,23-TL ecrimisilin tahsiline karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçeleri bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Arsa ve binalarda ise kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, davacı ...’in 39 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından birisi olduğu, aynı zamanda davacıların 39 parselin paydaşlarından ...’nın mirasçıları olduğu, davalıların ise 38 parsel sayılı taşınmazın paydaşı oldukları sabittir.
Ne var ki, davalı taraf davadan önce taşınmazı kullanmayı sonlandırdığını bildirmişse de, dava tarihi itibari ile müdahalenin sürdüğü saptanmış olmakla birlikte, yargılama aşamasında müdahaleye son verilip verilmediği saptanmamıştır.
Öte yandan, ecrimisilin belirleme yönteminin de doğru olduğu söylenemez. Şöyle ki; ecrimisil istenen ilk dönemin ecrimisil miktarı saptanarak, sonraki yıllar için ise ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemler için ecrimisil miktarının hesap edilmesi gerekirken; son dönemin ecrimisil miktarı saptanarak, geriye doğru ÜFE oranı uygulanmak suretiyle ecrimisil hesap edilmiştir.
Bir başka hususta, davacılar 39 parsel sayılı taşınmazda paydaş oldukları halde, payları gözetilmeksizin elatılan bölümler için belirlenen ecrimisilin tümüne hükmedilmesi de hatalıdır.
Hal böyle olunca, öncelikle yargılama aşamasında davalıların elatmalarını sonlandırıp sonlandırmadıklarının açıklığa kavuşturulması, eğer sonlandırmış iseler elatmanın önlenmesi isteği hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, ecrimisil hesabında da; ilk dönem ecrimisil miktarı belirlenip, sonraki yıllar için ise ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemler için ecrimisil miktarının hesap edilmesi ve elatılan bölümler yönünden davacıların payı oranında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.