5. Ceza Dairesi 2016/8802 E. , 2020/11412 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet alma (sanıklar ... ve ... hak.), rüşvet verme (diğer sanıklar hak.)
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 14/02/2017 tarihli ve 2015/5-95 Esas, 2017/71 sayılı ve benzer Kararlarında da belirtildiği üzere "suçtan zarar görme" kavramının "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılması gerektiği, sanıklardan ... ve..."ın kamu görevlisi olmadıkları ve haklarında rüşvet verme suçundan kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, adı geçen sanıklar hakkında atılı suçtan açılan kamu davasına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen İçişleri Bakanlığının katılma hakkı olmadığı ve usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz yetkisi vermeyeceği anlaşılmakla, vekilinin sanıklardan ... ve... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, incelemenin katılan bakanlık vekili ile müdafilerin sanıklardan ... ve ... hakkında, sanıklar ... ve..."ın ise haklarında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Dairemizin 03/07/2015 tarihli ve 2013/9448 Esas, 2015/13445 Karar sayılı ilamında sair temyiz itirazları reddedilmiş ise de; Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de kabul gören 24/01/1983 tarihli ve 8-486/6 sayılı Kararında da belirtildiği üzere,
bozma ilamına konu hüküm ya da hükümlerle ilgili olarak açıkça onama kararı verilmedikçe sair temyiz itirazlarının reddedilmesinin kesin ve mutlak bir bağlayıcılığının bulunmadığı gözetilerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK"nın, 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, eylemin, görevin gereklerine aykırı olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için menfaat temin edilmesi durumunda rüşvet, kamu görevlisinin yapması gereken bir işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlaması durumunda ise 6352 sayılı Yasadan önceki haliyle 5237 sayılı TCK"nın 257/3. maddesinde düzenlenen "görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama" suçunu oluşturacağı, kamu görevlisi olmayan diğer kişilerin ise özgü suç niteliğindeki görevi kötüye kullanma suçuna TCK"nın 40/2. maddesi uyarınca azmettiren veya yardım eden sıfatıyla iştirak edebilecekleri gözetildiğinde; 07/05/2008 tarihinde sanık ..."ın sevk ve idaresindeki 64 HA 250 plaka sayılı otobüs ile çift taraflı ve maddi hasarlı trafik kazası yapması üzerine olay yerine İzmir İl Emniyet müdürlüğü Trafik Denetleme Şube müdürlüğünde trafik polisi olarak görev yapan sanıklar ... ile ..."in geldikleri, kazaya karışan ve "S" plakası olmadan şehir içinde servis aracı olarak kullanılan 64 HA 250 plaka sayılı otobüs sürücüsü olan sanık ..."ın, aracın trafikten men edilmesini ve idari para cezası uygulanmasını engellemek üzere, sanıklar ... ve ..."ı tanıyan diğer sanık ..."dan yardım istediği, tüm sanıkların olay sonrasında buluştukları, polis olan sanıkların, diğer sanıklardan temin edecekleri menfaat karşılığında sanık ..."ın sevk ve idaresindeki araca 2918 sayılı Kanun gereğince idari para cezası düzenlemeyerek üzerlerine atılı rüşvet alma ve rüşvet verme suçlarını işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanıklardan ..."ın aracı servis olarak kullanmadığını ve yolcu taşımadığını, ..."in ise olay tarihinde araçta yolcu bulunmadığını savunmaları karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılabilmesi açısından, kaza esnasında araçta yolcu bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla 07/05/2008 tarihli kazaya karışan 35 ELK 91 plaka sayılı belediye otobüsü sürücüsü Yalçın Alaz"ın tanık sıfatıyla beyanlarının alınması sonrasında, 2918 sayılı Kanun uyarınca alınması gereken "S" plakası olmaksızın yolcu taşıdığının tespiti halinde sanıkların eylemlerinin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 252/1. maddesinde düzenlenen rüşvet alma ve rüşvet verme suçlarını, bulunmaması halinde ise sanıklar ... ve ..."ın eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 257/3. maddesinde düzenlenen görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama, sanıklar ... ve..."ın eylemlerinin ise TCK"nın 40/2. maddesi uyarınca bu suça azmettirme ya da yardım etme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Sanıklar ... ve ... haklarında kurulan hükümlerde idari işlem niteliğinde olan meslekle ilişiklerinin kesilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekili, sanıklar ... ve ... müdafileri ile sanıklar ... ve ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanıklardan ... ve..."ın ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakları saklı tutularak, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA 15/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.