10. Hukuk Dairesi 2016/13061 E. , 2017/1882 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Bağ-Kur sigortalılık tespiti, 01.12.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması ve ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dosyasının incelenmesinde, 22.03.1985-21.03.1990 tarihleri arasındaki Bağ-Kur sigortalılık tespiti ve devamında tahsis ile ödenmeyen aylıkların faiziyle iadesi istemli işbu davada, 22.03.1985 tarihinde başlayan oda kaydına istinaden tescili yapılan davacının 05.01.2015 tarihli tahsis talebi üzerine yapılan araştırmada, söz konusu kaydın başka bir şahsa ait olduğunun tespit edilmesi üzerine, 21.03.1990 tarihli sicil kaydı baz alınarak sigortalılık sürelerinin güncellendiği, davacının 22.03.1985-21.03.1990 tarihleri arasında herhangi bir prim ödemesinin bulunmadığı, 3787 sayılı Yasadan yararlanarak primleri ödediği, davalı Kurumun primleri yaklaşık 18 yıl kullandıktan sonra iptal etmesinin Medeni Kanunun 2. maddesi gereği iyi niyetle bağdaşmayacağı ile 5510 sayılı Yasanın Geçici 54. maddesi de irdelenmek suretiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 24. maddesinde 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, diğer ... kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden bağışık olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş, anılan madde 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla yeniden değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur. Kanunun Geçici 10. maddesinde de sigortalılara yaşlılık aylığı tahsisinde kademeli geçişe ilişkin koşullar sıralanmıştır.
Buna göre vergi, kanunla kurulu meslek kuruluşu, esnaf ve sanatkârlar sicil memurluğu kayıtları zorunlu sigortalılığın dayanak belgeleri niteliğinde olup anılan kayıtlara sahip kişiler yönünden herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi durumunda zorunlu sigortalılık söz konusu olabilmektedir. Belirtilen kayıtların yokluğunda zorunlu sigortalılıktan söz edilemeyeceği gibi, anılan sigortalılık niteliğine sahip olunmadığı döneme/sürelere ait prim borçlarının daha sonraki tarihlerde Kurumca hatalı olarak geriye dönük tahsil edilmesi, ödemeler icra takibi sonucu gerçekleşmediği sürece ilgili yararına usulü kazanılmış hak olgusunu da oluşturmamaktadır.
Öte yandan, 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 58. Maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54. maddede “Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.
4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan maddede belirtildiği üzere, sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalıların sigortalılıklarının geçerli olabilmesi için, birinci şart esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden yapılan kayıtların mevzuata uygun olarak yapılmaması gerekmekte olup, ihtilaf konusu dönemlerde kaydı bulunmayıp, başkasına ait oda kaydına dayanılarak tescili yapılan sigortalılar yönünden anılan düzenlemenin uygulanması mümkün değildir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında, söz konusu oda kaydının davacıya ait olmadığı sabit olup, prim ödemeleride 26.06.1997 gününden itibaren başladığından primlerin bu tarih öncesinde isteğe bağlı sigortalılık olarak da değerlendirilemeyeceği belirgin olmakla, anılan dönemdeki sigortalılık niteliği usulünce araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.03.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.