1. Hukuk Dairesi 2015/5900 E. , 2017/7055 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALI-KARŞI DAVACI : ...
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı karşı davacının iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle temliken tescil isteminin reddine, davacı karşı davalının el atmanın önlenmesi ve yıkım istemlerinin kabulüne, kadastral parsellerin idari yoldan ihya edilmesi ile konusu kalmayan tapu iptal ve tescil davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davalı-karşı davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ile tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava temliken tescil isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davada davacı-(karşı davalı), maliki olduğu 119 ada 7 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 120 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ise davalı (karşı davacı) adına kayıtlı olduğunu, ne var ki belediye tarafından 16.06.2003 gün ve 28 sayılı Belediye encümen kararı ile 119 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı karşı davacı adına, 120 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ise kendisi adına tesciline karar verildiğini, bu işlemden sonra davalı karşı davacı tarafından 119 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerine bina yapılmak suretiyle el atıldığını ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesi ile yapının yıkılmasına ve 119 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı-(karşı davacı), davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise 119 ada 7 parsel sayılı taşımaz üzerine yaptığı binanın kaim değerinin, arsa değerinden fazla olduğunu belirterek temliken tescil talebinde bulunmuştur.
Mahkemece; asıl ve karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...temlik davacısının iyiniyetli olup olmadığının ve temliken tescil koşullarının oluşup oluşmadığının açıkça belirlenmesi ve asıl davanın buna göre karara bağlanması zorunludur. Kabule göre de kadastral parsellerin idari yoldan ihya edilmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken bu isteğin reddi doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davalı karşı davacının iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle temliken tescil isteminin reddine, davacı karşı davalının el atmanın önlenmesi ve yıkım istemlerinin kabulüne, kadastral parsellerin idari yoldan ihya edilmesi ile konusu kalmayan tapu iptal ve tescil davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında uyuşmazlığın niteliği vurgulanmak suretiyle izlenmesi gereken yol açıkça belli edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki, toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden, davacı (karşı davalı) 249 (yenileme ile 211 ada 3 parsel) sayılı taşınmazın, davalı (karşı davacı) 4281 (yenileme ile 211 ada 4 parsel) sayılı taşınmazın maliki iken, 1999 yılında 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan uygulama neticesinde, davacıya 119 ada 7 parsel sayılı taşınmazın, davalıya 120 ada 14 imar parsellerinin verildiği, bu imar uygulamasının iptali istemi ile ... 12.İdare Mahkemesine dava açıldığı, imar uygulamasının iptal edildiği ve belediye encümen kararı ile ikinci kez davacı karşı davalıya başka taşınmaz verildiği, davalı adına 10.03.2004 tarih ve 181 nolu yevmiye ile 119 ada 16 parsel sayılı taşınmaz olarak tescil edildiği, davalının 06.06.2005 tarihinde 119 ada 16 parsel sayılı taşınmaz için inşaat ruhsatı alarak binasını yaptığı 2007 yılında ikinci imar uygulamasının iptali istemiyle açılan davanın da temyiz edilmesi üzerine belediyece geri dönüşüm sağlanarak kadastral parsellerin ihya edildiği, 249 (yenileme ile 211 ada 3 parsel) sayılı taşınmazın davacı karşı davalı adına, 4281 (yenileme ile 211 ada 4 parsel) sayılı taşınmazın davalı karşı davacı tescil edildiği, ancak davalının 16 sayılı imar parseline yaptığı inşaatın davacıya ait 249 (yenileme ile 211 ada 3 parsel) sayılı taşınmaza taşkın hale geldiği, bina değerinin arsa değerinden fazla olduğu sabittir.
Tüm bu açıklamalar karşısında davalı karşı davacının iyi niyetli olduğunda kuşku yoktur. Şöyle ki, davalı karşı davacı binasını malik olduğu taşınmaza yapmış ancak birtakım idari tasarruflar neticesinde taşkın hale gelmiştir. Öte yandan, ifraz hususu kamu düzenini ilgilendirdiğinden resen gözetilmesi gerekir.
Hal böyle olunca, davalı karşı davacının iyi niyetli olduğu gözetilerek taşkın bulunan alanın davacı karşı davalı parselinden ifrazının mümkün olup olmadığının belediye encümen kararına dayalı olarak araştırılması, ifrazı mümkün ise taşkın bölümün yer aldığı taşınmazın davalı karşı davacı adına tescil edilmesi, ifraz mümkün değil ise taşkın bölüm taşınmazın tümüne oranlarak bu oranda davalı karşı davacının 249 (yenileme ile 211 ada 3 parsel) sayılı taşınmaza paydaş kılınması ve elatmanın önlenmesi ile yıkım isteklerinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı-karşı davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.