9. Ceza Dairesi 2020/3563 E. , 2021/477 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik
Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün ve 2014/118-2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; dosya içeriği ve UYAP kayıtlarına göre, sanık ... hakkında aynı suçtan açılmış Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/48 Esas sırasında kayıtlı kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında, anılan davanın akıbetinin araştırılması, derdest ise davaların birleştirilmesi, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı örneğinin getirtilerek incelenmesi sonrasında, suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde, TCK"nın 3/1 ve 61. maddeleri de nazara alınarak, TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği, dava konusu olaya ilişkin maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanıkların vergi mükellefi olması halinde ve gerektiğinde hakkında vergi incelemesi yaptırılması, sanıkların faiz karşılığı borç para verip
vermediği hususunda detaylı kolluk araştırması yaptırılması ile sanıkların fiilerini kapsayan döneme ait banka ekstreleri, ticari defter ve kayıtların temin edilerek bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması sonrasında sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini yerine, eksik araştırma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ve sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 03/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.