3. Hukuk Dairesi 2015/17780 E. , 2017/3157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar davalı ... vekili 05.05.2015 tarihli dilekçesinde temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiş ise de; HUMK.nun 435/7 ve 438/1.maddeleri gereğince temyiz edilen kararın duruşmalı incelenmesi temyiz dilekçesi ile istenilmelidir. Temyiz eden davalı ... vekili, süresinde verdiği dilekçesinde bu yönde bir istemde bulunmamış olup, sonradan verilen ek dilekçe ile incelemenin duruşmalı yapılması istenilemeyeceğinden; duruşma isteğinin reddi ile temyiz incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ..."ın ... İnşaat ... unvanlı firmanın sahibi olduğunu, ... Mahallesi 9235 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine bina inşa ettiğini ve satışa sunduğunu, davalının bu binada bulunan bir kısım bağımsız bölümlerin maliki olduğunu, davalı ..."nın ise emlakçılık yaptığını ve diğer davalı ..."ın sahibi olduğu dairelerin satışına aracılık ettiğini, 04/09/2001 tarihinde davacının, eşi ve yeğeni ile birlikte davalı ..."a ait binaya geldiğini ve burada diğer davalı emlakçı İsmail ile satılık daireleri gezmek istediğini, davalı ..."in davacı ile ve o anda içeride bulunan diğer müşteriler ile binanın alt katını gezdiklerini, davacının davalı ..."e en üstteki dubleks daire ile ilgilendiklerini ve orayı görmek istediklerini söylemesi üzerine İsmail"in davacı ve yakınlarını yukarıya göndererek diğer müşteriler ile ilgilendiğini, davacının binanın en üst katında bulunan 3 adet dubleks daireden sağdakinin kapısını açarak içeri girdiğini, ikinci adımını atmakla birlikte yaklaşık 3 metrelik merdiven boşluğuna düştüğünü, davacının düşerken çenesini üst katın tabanına çarptığını ve alt kata kafa üzeri düşmesi ile birlikte kafasının yaralandığını ve belinin kırıldığını, olay nedeniyle davalıların kusurlarının bulunduğunu, davacının kaza nedeni ile maddi zararlara uğradığını, tedavi gideri sarf ettiğini, kazanç kaybının oluştuğunu, iş gücü kaybının meydana geldiğini, kaza nedeni ile davacının yaşamının esaslı şekilde değiştiğini, tam olarak iyileşememekten dolayı ciddi fiziki acılar ve psikolojik sıkıntılar yaşadığını ileri
./..
-2-
sürerek, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak üzere, belirsiz alacak davalarının kabulü ile davacının uğradığı kazadan dolayı şimdilik 3.000 TL tedavi gideri, 2.000 TL kazanç kaybı, 2.000 TL işgücü kaybı olmak üzere toplam 7.000 TL maddi zararı ile 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 16.02.2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini tedavi gideri yönünden 6.525,60 TL"ye, GİG dönemi zararı yönünden 15.548 TL"ye, maluliyet zararı yönünden ise 196.118,60 TL"ye yükseltmiş, bu alacağın dava dilekçesinde talep edilen 40.000 TL manevi tazmınat ile birlikte davalı ..."dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar , davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden maddi tazminat talebinin kabulüne ve 196.118,60 TL maddi tazminatın tahsiline ve manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne ve 25.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacının, davalı ..."a ait inşaattaki satışa sunulan dairelere bakmak için inşaata girmesi ve bakmaya girdiği dubleks dairenin merdiven boşluğuna düşmesi sonucunda uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, kanunun amacı içerisinde tanımlanan taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde belirlenen tanımlar dikkate alındığında; somut olayda, davacı ile davalı taraf arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı açık olup, kanunun 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz.
Hal böyle olunca; 4077 sayılı Kanunun 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu husus göz önünde bulundurulmaksızın davanın genel mahkeme sıfatıyla görülüp, yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre temyiz eden tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.