Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1218
Karar No: 2021/1339
Karar Tarihi: 09.03.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/1218 Esas 2021/1339 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/1218 E.  ,  2021/1339 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.03.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, 73 yaşında olup, dava dışı kızı ... aracılığıyla tanıştığı dava dışı..."ın, kızını belediyede kadrolu işe girdireceği vaadi ile 100.000,00 TL kadar parasını aldığını, kendisini bir işlerinin olduğunu söyleyerek tapuya götürüp yaşlılığından, kulaklarının da az duymasından, hulus ve saffetinden yararlanarak 981, 994 ve 4824 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarını kim olduğunu bilmediği davalıya satış suretiyle devrettirdiğini, bu durumun çok sonradan farkına vardığını, bedel ödenmediğini, Veysel ve davalı hakkında savcılığa şikayette bulunduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.
    Davalı, dava dışı Veysel ile bir bağlantısının olmadığını, taşınmazları bedellerini davacıya ödeyerek satın aldığını, iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince, davalının taşınmazların akitte gösterilen bedelini davacıya ödediğine dair yemin ettiği, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu 981, 994 parseller ile 4824 ada 6 parsel sayılı taşınmazların, 1942 doğumlu davacıya aitken 20.04.2015 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    6098 sayılı Borçlar Kanunu"nun 39. (eski Borçlar Kanunu"nun 31. maddesi) maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin hileye maruz kalan kimsenin bunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, mağdurun öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alınacağı belirgin olup; diğer tarafın öğrenmenin (ıttılaın) bu tarih değil de daha önce olduğunu iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispat zorunluluğunda olduğunda da kuşku bulunmamaktadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 20.04.1983 gün ve 1980/1-1846-397 sayılı kararında da aynı hususa işaret edilmiştir.
    Somut olaya gelince, yemin davayı sona erdiren kesin delillerdendir, ne var ki, somut olayda taşınmaz bedelini ödediğini iddia eden davalının taşınmazların bedelini ödediğine ilişkin yemin deliline dayanması halinde bu bedelin alınıp alınmadığı yönünde davacıya yemin teklif edilebileceği, davalı tarafından yemin deliline dayanılmadığı, davacının yemin delili yanlış değerlendirilmek suretiyle bedeli ödediğine ilişkin davalıya yemin teklifinin usule uygun olmadığı anlaşılmakla; davacı tanıklarının beyanları, davacının taşınmazlarını satmayı gerektirecek bir durumunun bulunmaması, taşınmazların satış tarihindeki keşfen saptanan toplam bedelleri 451.490,00 TL olmasına karşın akitte toplam 74.470,00 TL olarak gösterilmesi, davalının eldeki dava ile soruşturma dosyasındaki savcılık ifadesinde satış bedeline ilişkin çelişkili beyanları, davaya konu 4824 ada 6 parsel sayılı taşınmazda halen davacı ve ailesi oturuyor olmasına rağmen davalı tarafından davacıya herhangi bir ihtar çekilmemesi veya davacının uyarılmaması hususları hayatın olağan akışı ile birlikte değerlendirildiğinde taşınmazların hile ile davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 HMK"nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi