5. Ceza Dairesi 2019/9209 E. , 2020/11410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇTAN ZARAR GÖREN : Kahramanmaraş Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü
SUÇ : Zimmet, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında zincirleme nitelikli zimmet suçundan mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında zimmet suçundan beraat
EK TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Temyiz isteminin reddi
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanıklardan ..., ... ve ...ün haklarında verilen beraat hükümlerini temyizde hukuki yararları bulunmadığından, suçtan zarar gören Kahramanmaraş Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ise 11/11/2019 tarihinde tebliğ olunan hükmü 1 haftalık yasal süreden sonra 20/11/2019 tarihinde temyiz ettiğinden, adı geçen sanıkların müdafilerin ve suçtan zarar gören kurumun da vekili aracılığıyla vaki temyiz taleplerinin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca AYRI AYRI REDDİYLE, başvurularının kapsamına göre incelemenin O yer Cumhuriyet savcısının sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin lehe,
katılan Hazine vekilinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine, sanık ..."ın hakkında verilen mahkumiyet hükmüne, sanıklar ... ve ... müdafilerin ise müvekkilleri hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında zamanaşımı süresi içinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüş, Dairemizin 03/03/2014 tarihli bozma ilamında sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin ""sair temyiz itirazlarının reddi"" denilmek suretiyle bozulmasına karar verilmiş ise de; bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada ortaya çıkan yeni delil durumu gözetildiğinde tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
...Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin yönetim kurulu başkan ve üyeleri olan sanıkların kooperatif parasını zimmetlerine geçirdikleri iddiasıyla yapılan yargılamada; Dairemizin 03/03/2014 tarihli bozma ilamı sonrasında Sayıştay emekli denetçilerinden alınan bilirkişi raporunda ""Vergi Dairesine ödenmesi gereken KDV tutarlarının mal edinilmesi iddiasıyla ilgili olarak KDV mahsubu ve genel giderler için kooperatif kayıtlarına alınan faturaların gerçek bir duruma dayanıp dayanmadığı hususunun tespit edilemediği, kasa açığı iddiası yönünden ise önceki bilirkişi raporunun gelirler konusunda banka kayıtlarını esas aldığı, kooperatif kayıtları ile örtüşüp örtüşmediğini belirlemediği"" şeklindeki tespitler, bu rapor sonrasında mali müşavirden alınan bilirkişi raporunda ise kasa açığı ile ilgili bir tespit bulunmaması, KDV tutarlarının mal edinilmesi iddiasıyla ilgili olarak da KDV mahsubu ve genel giderler için kooperatif kayıtlarına alınan faturaların hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirmesine yer verilmesi ve bu haliyle raporların hükme esas alınamayacak mahiyette olması karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi amacıyla, iddiaya konu faturaların gerçek bir hizmet ya da mal alımına dayanıp dayanmadığı hususunda fatura tanzim eden kişilerin veya şirket yetkililerinin beyanlarına başvurulmasından, fatura kesilen işletme veya şirketlerin kayıtlarından karşıt inceleme yaptırılmasından, sanıkların görev yaptıkları döneme ilişkin söz konusu bilirkişi raporunda belirtilen kooperatife ait muhasebe kayıtlarına ilişkin yasal defterlerin ve diğer kayıtların getirtilerek her bir sanığın uhdesinde kooperatif parası bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarı, ayrıca ödenmediği iddia edilen KDV tutarlarının sanıkların uhdesinde bulunup bulunmadığı veyahut da bu paraların kooperatif hesaplarında olup olmadığı hususlarında önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler de giderilmek suretiyle yeniden bilirkişi raporu aldırılmasından sonra hukuki durumlarının ayrı ayrı takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
1-Sanık ... hakkında CMK"nın 226/1. maddesine aykırı biçimde iddianamede yer almadığı ve ek savunma hakkı tanınmadığı halde TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında TCK"nın 62. maddesi uyarınca takdiri indirim yapılması sırasında hesap hatası sonucu sonuç hapis cezasının ""7 yıl 9 ay 22 gün"" yerine ""6 yıl 21 ay 22 gün"" şeklinde eksik tayini,
3-31/12/2009 ve öncesi kabul edilen suç tarihinin karar başlığında 2010 olarak gösterilmesi,
4-Suçu TCK"nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işledikleri kabul edilen sanıklar ... ve ... hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden; Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazete"nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ..., O yer Cumhuriyet savcısı, katılan Hazine vekili ile sanıklar ... ve... müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkumiyet hükümleri yönünden kazanılmış hak hükümleri saklı kalmak kaydıyla CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 11/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.