1. Hukuk Dairesi 2015/12274 E. , 2017/7035 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalı ile birlikte paydaşı oldukları taşınmazın tamamını davalının ikametgah olarak kullandığını ileri sürüp, 01.03.2008 – 28.02.2013 tarihleri arasında birikmiş 23.430,00TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, zamanaşımı süresinin dolduğunu, intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini, iyiniyetli olduğunu,davacının kullanımına engel olmadığını, dava konusu taşınmaz için istenen ecrimisilin yüksek olduğunu belirtilerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde vakfın taşınmazda 1/4 oranında paydaş olduğunu bildirmiş ise de, getirtilen tapu kayıtlarında 15.11.2013 tarihi itibariyle “mülkiyet ve hisse oranlarının düzeltilmesi” açıklamasıyla vakfın 3/4 oranında paydaş olduğu görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olaya gelince, taşınmazın bizzat davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda intifadan men koşulunun aranacağı kuşkusuzdur.
Nitekim davacı tarafından davalıya gönderilen ecrimisil ihbarnamesi 15.11.2012 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olmakla intifadan men koşulu gerçekleşmiştir.
Ne varki mahkemece bu yön üzerinde durulmamıştır.
Hal böyle olunca; davacının dava dilekçesinde 1/4 oranında paydaş olduğunu bildirmiş olması karşısında, ecrimisil istenen dönemde vakfın hangi oranda paydaş olduğunun açıklığa kavuşturulması ecrimisil ihbarnamesinin davalıya tebliğ edildiği tarih ile dava tarihindeki dönem için belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.