
Esas No: 2017/1825
Karar No: 2017/3142
Karar Tarihi: 15.03.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/1825 Esas 2017/3142 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı ile imzalanan sözleşme gereği müvekkili ...’in kiracı,....."in ise müteselsil kefil olduğunu, kira sözleşmesi imzalanması sırasında davalının davacıların imzalarının bulunduğu 01/10/2013 vade tarihli, 01/10/2012 tanzim tarihli 7.200,00 TL tutarında ve 6.000,00 TL tutarında iki adet senet aldığını, bu senetlerde "Teminat senedidir" ibaresinin yazılmış olduğunu, icra takibine konu 01/10/2013 vade tarihli 7.200,00 TL tutarındaki senette tahrifat yapıldığını ve senette yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalının talimatıyla taşınmazın boşaltılarak 28/03/2013 günü anahtarı ve su kartının ....isimli kişiye teslim edildiğini, anahtarın teslim edilmesinden sonra davacıların davalı tarafa hiçbir borçları kalmadığı halde davalının elinde tuttuğu teminat senetlerini davacılara iade etmediğini,.... 5. İcra Müdürlüğünün 2013/10713 sayılı dosyası ile 7.200,00 TL tutarındaki senedi işleme koyduğunu, davalının elinde 6.000 TL bedelli bir teminat senedi daha bulunduğunu, bu senetlerin teminat senedi olduğunu belirterek.... 5. İcra Müdürlüğünün 2013/10713 sayılı dosyası ile takibe konu 7.200 TL bedelli senetten dolayı borçlarının olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;.... 5. İcra Müdürlüğünün 2013/10713 esas sayılı dosyasına konu senedin iddia edildiği gibi kira sözleşmesi için teminat senedi niteliğinde olmadığını, bu senedin başka bir borç ilişkisine dayandığını, icra takibine konu senedin taraflar arasında kira sözleşmesi yapılmadan önce davacılardan alındığını, senette yapılan düzeltmenin davacı ... tarafından yapıldığını, kambiyo senetlerinde önemli olan hususun borçlunun imzası olduğunu, senetlerin tanzim tarihinin 23/10/2010 olması ve kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 01/10/2013 olması dikkate alındığında bu senetlerin teminat senedi olmadığının ortada olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece;.... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 20.02.2014 tarih ve 2013/2100 E. - 2014/278 K. sayılı kararı ile verilen görevsizlik kararının 17/12/2014 tarihinde kesinleşmesine rağmen, kararı veren mahkemeye dosyanın gönderme dilekçesinin yasal iki haftalık süre içerisinde verilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler başlıklı 20. Maddesinde; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir biçiminde düzenleme öngörülmüştür.
Davacılar vekilinin 13.12.2013 tarihinde.... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı dava sonucu, Mahkemece 20.02.2014 tarihinde verilen 2013/2100 Esas - 2014/278 Karar sayılı ilam ile davanın kira ilişkisinden kaynaklanmadığı belirtilerek görevsizlik kararı ile dosyanın karar kesinleştiğinde talep edilmesi halinde görevli.... Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine hüküm 17.12.2014 tarihinde Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2014/4444 Esas, 2014/14072 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
Her ne kadar Mahkemece ilamın kesinleşme tarihi esas alınarak süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; dosya içerisinde mevcut tebligat mazbatasından ve PTT veri tabanından yapılan sorgulamada, Yargıtay Onama ilamının davacılar vekiline 06.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davacılar vekili ise 09.02.2015 tarihinde.... 2. Sulh Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmiş ve dosya görevli Mahkemeye gönderilerek 10.02.2015 tarihinde tevzi kaydı yapılmıştır. Bu durumda HMK’nun 20. Maddesinde belirtilen yasal iki haftalık süre içerisinde davacı vekili tarafından dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edildiği anlaşılmakta olup Mahkemece işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.