13. Hukuk Dairesi 2016/18440 E. , 2019/8793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; Noter olarak görev yaptığını, yanında personel olarak çalışan davalı ...’ın davalı bankadan 10.04.2012 tarihinde 32.000,00 TL bireysel tüketici kredisi almak için başvuru yaptığında, kendisinin davalı ...’a kefil olduğunu, ancak bir süre sonra Noterlik Kanunu"nun 50. maddesi gereği kefil olamayacağını öğrendiğini, bunun üzerine davalı ...’a ve davalı bankaya ihtarname göndererek anılan kanun maddesi gereği kefil olarak atmış olduğu imzanın geçersiz olduğunu bildirdiğini, buna rağmen davalı ...’ın kredi taksitlerini ödememesi üzerine davalı bankanın kendisine borcun ödenmesine ilişkin ihtarname gönderdiğini, bu ihtarnamenin geçersiz olduğunu, davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranmayarak noter olduğunu bildiği halde kendisi ile kefil sıfatıyla sözleşme imzaladığını ileri sürerek, müteselsil kefil olduğu 10.04.2012 tarihli 32.000,00 TL bedelli bireysel tüketici sözleşmesindeki kefilliğinin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-7201 sayılı Tebligat Kanun"un 21/2.maddesi gereğince; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."" Yine aynı kanunun 23. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendi uyarınca ise; ""Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı...ihtiva etmesi lazımdır." Tebligat Kanunu"nun Uygulanması"na Dair Yönetmelik"in 16/2. maddesine göre de; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir."
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese T.K."nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından T.K"nın 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Tebligat Kanunun 35. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Kendisine veya adresine Kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır" denilmekte olup, 6099 Sayılı Kanun"un 9. maddesi ile değişik Tebligat Kanunu"nun 35. maddesinin 2. fıkrasında ise; "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır" düzenlemesi yer almaktadır. Söz konusu maddeye göre, tebligat yapılabilmesi, muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması şartına bağlanmıştır. Adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit edilmesi halinde 6099 sayılı Kanun ile değişik Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılacaktır. Tebligat Kanunu"nda 6099 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrası, gerçek kişiler yönünden 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca daha önce kendisine veya adresine Kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur.
Yine Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Somut olayda; davalı ..."ın dava dilekçesinde belirtilen adresine çıkarılan tebligat evrakı iade edildikten sonra, söz konusu adrese daha önce usulünce yapılan bir tebligat bulunmaksızın, dava dilekçesinin Tebligat Kanunu"un 35. maddesine göre usulsüz olarak tebliğe çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan davalı ..."a yargılama sırasında yapılan dava dilekçesindeki sonraki tüm tebligatlar, yukarıda belirtilen açıklamalara uygun olmaksızın Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılmış olup, usulsüzdür. O halde söz konusu tebligatlara dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemez. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27.maddesi hükmüne göre hakim davanın taraflarını dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremez. Mahkemece, dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gününün davalı ..."a usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan birinci bent gereğince hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince temyiz edenin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davalı ..."na iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.