1. Hukuk Dairesi 2019/1195 E. , 2021/1338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-_TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, taşınmazın bedeli karşılığında davalıya temlik edildiği, muvazaanın bulunmadığı, satış işlemi ivazlı akitlerden olup saklı payı zedeleme kastıyla yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.03.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ın 487 ada 170 parsel sayılı taşınmazını kardeşi olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tesciline, mümkün olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, taşınmazı 190.000,00 TL bedel ödeyerek satın aldığını, alım gücünün bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, taşınmazın bedeli karşılığında davalıya temlik edildiği, muvazaanın bulunmadığı, satış işlemi ivazlı akitlerden olup saklı payı zedeleme kastıyla yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın 487 ada 170 parsel sayılı taşınmazını (tapuda 160,17 m2 – bahçe olup zeminde 2 katlı bina) üzerindeki ipoteklerle birlikte 29.04.2016 tarihinde kardeşi olan davalıya 96.200,00 TL bedelle satış suretiyle temlik ettiği, taşınmazın satış tarihindeki değerinin 209.730,00 TL olduğunun keşfen saptandığı, 1963 doğumlu mirasbırakanın 19.11.2016 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak çocukları olan davacıların kaldığı, mirasbırakanın dava dışı ... ile 21.07.1982 tarihinde evlenip 25.04.2012 tarihinde boşandıkları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
omut olaya gelince, mirasbırakanın alkol bağımlısı olup eski eşi ve çocuklarıyla arasının kötü olduğu, alçı tavan işi yaptığı, taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığı, ev hanımı olan davalının taşınmazı alım gücünün bulunmadığı, davalı tarafından mirasbırakanın borçlusu olduğu icra takip dosyasına yapılan ödemenin taşınmazın güncel değeri nazara alındığında taşınmazın değeri olarak kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşıldığından temlikin mal kaçırma amacıyla muvazaalı yapıldığı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 371/1-a maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.