
Esas No: 2015/18063
Karar No: 2017/8459
Karar Tarihi: 04.12.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/18063 Esas 2017/8459 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı belirtilerek, çekişmeli 108 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 14.04.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.822,59 metrekare yüzölçümündeki bölümü yönünden davacının zilyetliğinin kanıtlanamadığı ve bahsi geçen taşınmaz bölümünün Şahin Kaya isimli şahsın kullanımında olduğu anlaşıldığına göre, 14.04.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, çekişmeli taşınmazın tamamı hakkında davanın kabulüne karar verilmesinin" isabetsizliğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 108 ada 9 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 14.04.2014 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.822,59 metrekare yüzölçümündeki bölümü yönünden reddine, parselin bunun dışında kalan kısmı yönünden açılan davanın kabulüne, bu kısım yönünden kadastroca yapılan tespitin iptali ile bu kısmın aynı vasıf, miktar ve geometrik şekli ile davacı adına tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve sicil oluşturarak karar vermek zorundadır. Dava konusu taşınmazın fen bilirkişisinin 14.04.2014 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.822,59 metrekare yüzölçümündeki bölümü hakkındaki davanın reddedildiği dikkate alındığında hükmün 2 numaralı bendinde taşınmazın "aynı vasıf, miktar ve geometrik şekli ile" davacı adına tesciline denmek suretiyle infazda tereddüt yaratılması isabetsiz olduğu gibi, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde reddedilen bölüm yönünden de tescil hükmü kurulmaması isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.