Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5168
Karar No: 2021/1337
Karar Tarihi: 09.03.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/5168 Esas 2021/1337 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/5168 E.  ,  2021/1337 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.03.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat gelmedi. Temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, ... vatandaşı iken evlenerek Türkiye"ye yerleşip Türk vatandaşı olduğunu, 13.11.1997 tarihinde eşi ölünce yalnız kaldığını daha önceden tanıdığı ve karı koca olan davalıların her zaman yanında olduklarını, yakın bir ilişki içine girmeye çalıştıklarını, öte yandan yalnız olduğunu, koruyup sahip çıkacak kimsesinin olmadığını, asker olan eşinin malvarlığına devletin elkoyabileceği, devamlı kendisine bakacakları telkiniyle ... ...’de bulunan 350 m2’lik dubleks evini gerçekte bedelsiz olarak ancak tapuda satış suretiyle davalılara devrettiğini, aynı şekilde davalıların baskısı sonucu dava dışı ... ..."da bulunan taşınmazını da devretmek zorunda kaldığını, hatta kurdukları senaryoya inandırmak için taşınmazların intifa hakkını da üzerinde bıraktıklarını, 2009 yılından sonra kötü davranıp çekişme konusu taşınmazı satışa çıkardıklarını ileri sürerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiş, bilahare dava konusu taşınmazların 470 ada 1 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu bildirmiş, bozma kararından sonra, dava konusu edilen taşınmazın 470 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğunu beyan etmiştir.
    Davalılar, dava konusu 1 parsel taşınmazı komşu parselle birlikte davalı ..."in dava dışı 3. kişiden satın aldığını ve aynı yıl davacıya satış suretiyle devrettiğini, her iki arsa üzerine de ayrı ayrı birer ev yapmayı planladıklarını, davalı ..."in müteahhitliğiyle inşaatın tamamlandığını, inşaatın yapımı sırasında davalı ..."e borçlanan davacının borcu mahsup edilip geriye kalan satış bedeli davacıya verilerek dava konusu taşınmazın satın alındığını, aralarındaki samimiyet nedeniyle davacının taşınmazda oturmaya devam ettiğini, bu nedenle maddi bir karşılık olmaksızın taşınmazın intifa hakkının davacıya verildiğini, ..."da bulunan dava dışı taşınmazın da benzer şekilde davacıdan satın alındığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Yargılama sırasında davalıların ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
    Davacının iddiasının gabine dayalı olduğu ve ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, davada hile hukuksal nedenine dayanıldığı, bu yönde araştırma ve inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde mahkemece, hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının dubleks ev niteliğindeki 470 ada 1 parsel sayılı taşınmazının intifa hakkını kendi üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini 04.08.1999 tarihinde davalılara yarı yarıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    6098 sayılı Borçlar Kanunu"nun 39. (eski Borçlar Kanunu"nun 31. maddesi) maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin hileye maruz kalan kimsenin bunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, mağdurun öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alınacağı belirgin olup; diğer tarafın öğrenmenin (ıttılaın) bu tarih değil de daha önce olduğunu iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispat zorunluluğunda olduğunda da kuşku bulunmamaktadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 20.04.1983 gün ve 1980/1-1846-397 sayılı kararında da aynı hususa işaret edilmiştir.
    Somut olaya gelince, her türlü delille ispat edilebilen hile hukuksal nedenine dayalı davalarda tanık delili en önemli delillerden olup, davacının ek tanık listesi verme talebinin reddi doğru ise de bozmadan önce dinlenen tanığı ..."ın bozmadan sonra dinlenmediği, dinlenmemesine ilişkin gerekçenin yerinde görülmediği anlaşıldığından, davacının adı geçen tanığının usulünce dinlenmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip yukarıdaki ilkeler uyarınca sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi