23. Hukuk Dairesi 2013/9330 E. , 2014/3066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Urla Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2011/15-2013/273
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketin çok işlevli iş merkezi imalatını tamamlayarak inşaatı davalıya 30.01.2007 tarihinde geçici kabul tutanağı ile teslim ettiğini, ancak davalı şirketin sözleşmeye göre müvekkiline verilecek olan bağımsız bölümlerin satışı dolayısıyla ve müvekkilinin sözleşme dışı yaptığı ek işlerden dolayı ödemesi gereken 691.387,75 TL"yi müvekkiline ödemediği gibi ayrıca müvekkili tarafından verilen toplam 286.300,00 TL bedelli iki adet teminat mektubunu da haksız olarak nakde çevirdiğini ileri sürerek, toplam 977.687,74 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar şirket olup, dava konusu şirketle ilgili olduğundan davanın Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görev alanında olduğu, 6335 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ile Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle ticari sayılan davalarda özel hükümler uyarınca Ticaret Mahkemesi"nde görülecek diğer işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İzmir Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararının, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 06.10.2010 tarih ve 4844 E., 5057 K. sayılı ilamıyla, süresinde iş bölümü itirazında bulunulmadığı halde mahkemenin görevsizlik kararı vermesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmış olup, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen 6335 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ile Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinde yapılan değişiklik gözönüne alınarak Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olduğu gerekçesiyle yeniden görevsizlik kararı verilmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin 3 ve 4. fıkralarında yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu
durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. Madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, davanın açıldığı 02.04.2010 tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK"nın 5/3. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre yukarıda açıklandığı üzere Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü niteliğinde olduğundan ve münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işlerden olmadığından, anılan 5/3 ve HUMK"nın 188. madde hükmü uyarınca taraflarca bu yönde ve süresinde bir itiraz olmadığı sürece bu husus re"sen dikkate alınamaz ve Asliye Hukuk Mahkemeleri miktar yönünden görevli ise davaya bakmalıdır.
Bu durumda mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda uyuşmazlığın esası incelenip, taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, 02.04.2010 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 10.01.2011 olarak yazılması da doğru değildir.
2) Kabule göre de, karar tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Mahkemece, HMK"nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca anılan yasal düzenleme gözönünde bulundurularak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan Kanun"un 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK"nın göreve ilişkin 7 ve 27. maddeleri hükümlerine uygun olarak gerekçede ve hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.