16. Hukuk Dairesi 2015/15669 E. , 2017/8451 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu .... Köyü çalışma alanında bulunan 210 ada 10 parsel sayılı 218.972,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı ..., taşınmazın bir kısmının kendisine ait olduğunu belirterek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 210 ada 10 parsel sayılı tapu kaydının iptali ile, taşınmazın fen bilirkişisinin raporunda (A) harfi ile göstermiş olduğu 1.929,00 metrekare yüzölçümlü kısmın taşınmazdan ifrazı ve aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına tapuya tesciline, fen bilirkişisinin raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın taşınmazdan ifrazı neticesinde geriye kalan kısmın aynı ada ve parsel numarası ile tapu kaydındaki tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli 210 ada 10 parsel sayılı taşınmaz kadastro sırasında mera olarak sınırlandırılmış, bir bölümü hakkında kadastro tespitine karşı açılan dava sonucu taşınmaz hükmen mera (yayla) olarak sınırlandırılarak özel sicile kaydedilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın temyize konu edilen (A) harfli bölümü hakkında davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yöntemince mera araştırması yapılmamış, mera parselinin kadim ya da tahsisli mera olup olmadığının araştırılmamış, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümü ile parselin kalan bölümü arasında ayırıcı unsur olup olmadığının belirlenmemiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için varsa mera tahsis kararı, ekleri ve haritaları getirtilip, dosya tamamlandıktan sonra taşınmazın bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, fen bilirkişisi ve üç kişilik ziraat bilirkişi kurulu hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, temyize konu taşınmaz bölümünün öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli bölüm ile mera parselinin kalanı arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mahkemenin taşınmaz ve çevresi ile ilgili gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, zaman içinde sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli; ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden kalan mera parselinden nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmaz bölümü ile kalan mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, temyize konu taşınmaz bölümü ile kalan mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunmuyorsa taşınmazın dava dışı bölümünün hükmen mera olarak kesinleşmiş olmasının eldeki dava yönünden güçlü delil olup olamayacağı da tartışılarak, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.