9. Ceza Dairesi 2020/6020 E. , 2021/472 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davalarına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin tefecilik suçu yönünden katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece bu suç yönünden usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki ... vekilinin tefecilik suçundan verilen hükme ilişkin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
İncelemenin O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2009 tarih ve 2009/563 E. 2009/1593 K. sayılı kararı ile tefecilik suçundan mahkumiyet hükmü verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, sanığın somut olayımızdaki yargılama konusu eylemlerinin, Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/563 E. sayılı dosyasındaki tefecilik eyleminin TCK 43/1 maddesinde yer alan zincirleme suç hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle sanık hakkında Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/563 E. sayılı dosyasında hükmedilen hapis ve adli para cezası üzerinden hüküm kurulmuş ise de, Antalya 15. Asliye Ceza
Mahkemesi 2009/563 E. sayılı dosyasının dayanağı olan 2009/5164 Esas nolu iddianamenin 06/03/2009 tarihinde düzenlediği ve 11/03/2009 tarihinde mahkemece kabulü ile teselsülün sona erdiği, somut olayımızdaki sanığın eylemlerinin ise 11/03/2009 tarihinden sonra meydana geldiği, yeni bir suç oluşturduğu ve kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekirken yanılgılı hukuki değerlendirme ile Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/563 E. sayılı dosyasındaki eylemler üzerinden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması,
Kabule göre;
Mahkemece temel ceza tayin edilip sonuç cezaya ulaşılmadan doğrudan TCK’nın 43/2-1, 62. maddelerinin uygulanmasıyla 5 ay hapis ve 500 TL adli para cezasına ulaşılıp erteleme kararı verildiği, oysa sanığın sonuç cezasının takdire göre önceki hükümle birlikte 2 yıl 1 ay hapis ve 2500 TL adli para cezası olması ve bu cezanın teselsül eden miktara tekabül eden artırım kadar infazının (5 ay hapis ve 500 TL adli para) belirlenmesinin gerektiği, bu halde tayin olunan hapis cezasının TCK’nın 51. maddesi uyarınca süre itibariyle erteleme imkanının olmadığı, aksine uygulama ile ayrıntıları Yargıtay CGK’nın 2008/47-43 sayılı kararında belirtildiği üzere “Önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkûmiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasının sağlanması suretiyle sanığa daha önce bir kez tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olması” usul ve kanuna aykırı olması,
Kanuna aykırı, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 03/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.