1. Hukuk Dairesi 2017/5084 E. , 2017/6993 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, ecrimisil talebi yönünden davanın kabulüne, elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 316 ada 59 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu bağımsız bölümün davalı ile aralarında herhangi bir kira akdi bulunmamasına rağmen davalı tarafından işgal edildiğini ileri sürerek davalının dava konusu taşınmaza haksız el atmasınnın önlenmesine ve 01/01/2007-01/01/2012 tarihleri arasındaki dönem için 10.000 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının birlikte yaşadığı kişi olup resmi nikah kıyacağını belirterek yıllarca kendisini oyaladığını, beş yılı davacı ile birlikte olmak üzere toplam dokuz yıldır bu evde oturduğunu, davalının 15/11/2011 tarihli bir kira kontratını imzalayarak kendisine verdiğini, aylık kirayı da davacıya her ay elden ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle ecrimisil talebi yönünden davanın kabulüne, elatmanın önlenmesi talebi yönünden ise konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 12 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken davacının söz konusu taşınmazı yargılama sırasında 06.06.2012 tarihinde dava dışı Turgut Böyük’e satış yolu ile devrettiği, davalının dava konusu taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, taraf sıfatı davanın konusu olan hak ile tarafların bağlantısını ifade eden kamu düzeniyle ilgili bir husustur.
Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 1086 sayılı HUMK."nun l86. ve 6100 sayılı Yasanın 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının 125/2. maddesi, dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği esasını getirmiştir.
Ne var ki; somut olayda davacı adına kayıtlı 59 parsel 12 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın yargılama sırasında el değiştirdiği, ancak yeni malikin davaya katılmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK"nun 125/2. maddesinin öngördüğü usuli işlemlerin yapılmasıdır.
Öyle ise; davacının yargılama sırasında taşınmazları 3.kişiye devretmesi karşısında HMK"nın 125/2. maddesi uyarınca yukarıda değinilen usulü eksikliklerin giderilmesi, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden hüküm kurulması doğru değildir.
Öte yandan, dosya içeriğinden, davalının savunmalarından ve tanık beyanlarından tarafların dava konusu taşınmazda yaklaşık 5 yıl süre ile birlikte yaşadıkları, davacının daha sonra söz konusu yerden ayrıldığı, davalının ise taşınmazı kullanmaya devam ettiği, bu durumda başlangıçta davacının muvafakati ile dava konusu taşınmazın davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmakta olup davacı tarafından daha sonra bu muvafakatin geri alınıp alınmadığı konusunda bir araştırma yapılmadığı görülmekle, belirtilen hususta gerekli araştırmanın yapılması ve varılacak sonuca göre ecrimisile hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazları değinilen yönler itibari ile yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.