3. Ceza Dairesi Esas No: 2017/12393 Karar No: 2017/12625 Karar Tarihi: 11.10.2017
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2017/12393 Esas 2017/12625 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2017/12393 E. , 2017/12625 K.
"İçtihat Metni"
Kasten yaralama suçundan sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e ve 62. maddeleri uyarınca 150 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kadınhanı Sulh Ceza Mahkemesinin 18/06/2014 tarihli ve 2014/12 esas, 2014/101 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi üzerine hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kadınhanı Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2015/263 esas, 2015/361 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 13.06.2017 tarih ve 2017/2991 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 03.07.2017 tarih ve 2017/39183 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 19/09/2008 tarihli ve 2008/12198 esas, 2008/9890 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemece duruşma açılmasını müteakip, anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde dosya üzerinden karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Kadınhanı Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2015/263 esas, 2015/361 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4.maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA; müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 11.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.