23. Hukuk Dairesi 2013/8030 E. , 2014/3032 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2012/5-2013/242
Taraflar arasındaki kooperatif yönetim kuruluna yetki verilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dosya içerisinde tebligat için mürafaa pulu bulunmadığından duruşma isteminin red edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı arsa sahibi arasında 20.12.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşmeye göre tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalıya isabet eden bağımsız bölümlerin teslim alınması gerektiğinin davalıya bildirildiğini, ancak davalının kendi sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri sürerek, 26314 ada 2 nolu parseldeki taşınmazın tapudaki tevhid ve ifraz işlemleri ile Karatay Belediyesindeki inşaat ruhsatlarının, iskân ruhsatlarının alınabilmesi ve mimari ve statik projelerinin onaylarına yönelik, davalının resmi yerlerde yapacağı işlemler için müvekkili kooperatifin yönetim kuruluna yetki verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 20.12.2005 tarihli geçersiz ön inşaat sözleşmesinin nesafet kuralları gereği müvekkilinin aktin feshini talep ettiğini, o günden bugüne ikinci bir ek sözleşme yapılmadığını, sözleşmenin kooperatif kurulmadan kooperatif varmış gibi yapıldığını ileri sürerek, ön inşaat sözleşmesinin iptali ile müvekkilinin vermiş olduğu tapusunun eski tapu kaydı gibi müvekkili adına aynen iadesine, olmadığı takdirde müvekkiline 5 daire verilmesi halinde 5 adet dairenin müvekkili adına tescil edilmesine, aksi halde sözleşmenin feshi ile 5389 ada 38 nolu parselin eski tapu kaydı gibi müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, sözleşmeye göre davalının davacı kooperatife devrini taahhüt ettiği taşınmazların mülkiyetini devretmediği ve davacıya ait taşınmazın zeminde tevhid ve imar uygulamasından önceki arsa vasfıyla mevcut olduğu, kooperatifin davalıya 3,5 daire teklif ettiği, davalının teklifi kabul etmediği, Tapulama Kanunu"nun 26, Borçlar Kanunu"nun 237 ve Medeni Kanun"un 706. maddelerine göre resmi şekilde yapılmış olması gereken sözleşmenin, yasal düzenlemelerde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapıldığı, bu nedenle geçerli bir sözleşme olmadığı, davacının ruhsat alımı için muvafakat vermeyen davalıyla ilgili hakimin müdahalesini içeren talebinin yerinde olmadığı, birleşen dava yönünden ise, arsa sahibi A.. G.."in akti feshettiğini usulüne uygun olarak davacı-davalı kooperatife bildirmiş olması sebebiyle, taraflar arasında temelde geçersiz olan sözleşmenin sona erdiğinin tespiti gerektiği, 38 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının sözleşme gereğince kooperatife devredilmediği, oluşan yeni tapuların 3194 sayılı İmar Kanunu"nun uygulanması sonucu oluştuğu, 3194 sayılı Kanun"un 15 ve 16. maddelerine göre yapılan idari işlemin iptal edilmemiş olması nedeniyle birleşen davanın davacısı Ahmet"in tapunun eski hale iadesiyle ilgili talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında 20.12.2005 tarihinde tanzim edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Karar, asıl davada davacı-birleşen davada davalı kooperatif vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.