1. Hukuk Dairesi 2015/4667 E. , 2017/6967 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil ist... ilişkindir.
Davacı, paydaşı olduğu 166 parsel sayılı taşınmazda, diğer paydaş ... ...’in ölümü ile davalının 16.05.2003 tarihinde paydaş olduğunu, taşınmazın tamamının davalı tarafça kullanıldığını, kullanımının engellendiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/45 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açtığını, 17.09.2012 tarihinde keşide ettiği ihtarnameden de sonuç alamadığını ileri sürerek ihtarnamenin tebliği tarihinden geriye doğru 5 yıl için 35.000,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Çekişme konusu 166 parsel sayılı bir katlı bahçeli ev niteliğindeki taşınmazda paylı mülkiyet üzere davacı ile davalının 1/2"şer pay sahibi bulundukları sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa ve maddi zararı yoksa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın
bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşma sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).
Somut olayda; çekişme konusu 166 parsel sayılı taşınmazın bizzat davalı ... tarafından 2001 yılından beri kullanıldığı, davacı paydaşın, taşınmazın kullanıma ilişkin ist... rağmen davalı paydaşça izin verilmediği ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği sabittir.
Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı bu yönüyle yerindedir. Kabulüyle,hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.