19. Ceza Dairesi 2017/4796 E. , 2019/5944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- 6831 sayılı Kanun"un 111. maddesinde; “Bu Kanun"un 3"üncü maddesiyle orman rejimi altına alınan yerlerde ve 23, 24, 25"inci maddeler gereğince muhafaza ormanı ve milli park olarak ayrılmış ormanlarda, ormanlara mütaallik suçları işleyenlerin müstahak olacakları ceza iki misli olarak hükmolunur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu düzenleme nitelikli hallerde ve ağırlaştırıcı neden uygulamalarında bağımsız yaptırımlara ya da belirlenen cezalar üzerinden "bir kat artırılır, iki kat artırılır" şeklinde artırım oranlarına işaret eden Türk Ceza Kanunu"nun sistematiğinden farklıdır. 6831 sayılı Kanun"un 111. maddesinde "müstahak olacakları ceza iki misli olarak hükmolunur" denilmek suretiyle iki misli ile artırım oranına işaret edilmemiş, sadece hükmolunacak sonuç ceza belirlenmiştir. Düzenlemede “iki misli artırılır” ya da “iki katı artırılır” şeklinde bir ibareye yer verilmeyerek cezaya iki misli hükmolunacağı belirtilmek suretiyle, artırım miktarının matematiksel olarak bir kat olacağı, diğer bir anlatımla cezanın iki katına hükmolunacağı irade edilmiştir. Buna göre sözü edilen Kanun"un 111. maddesi uyarınca uygulama öncesi belirlenen ceza iki ile çarpılacaktır.
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.12.2014 gün ve 2013/7-800 Esas ve 2014/545 Karar sayılı kararında açıklanıp Dairemizce de benimsenen içtihadına göre, sanık hakkında muhafaza ormanından işgal ve faydalanma eylemi nedeniyle hüküm kurulurken, 6831 sayılı Kanun"un 93/2 maddesinin uygulanması ile bulunan 12 ay cezasının, 111. maddesi gereğince iki misli olarak uygulanması ile 24 ay hapis cezası hesaplanması gerekirken, Kanun maddesine yanlış anlam verilerek hatalı uygulama ile 36 ay hapis cezası olarak hesaplanması ve buna bağlı olarak da sonuç cezanın fazla tayini,
2- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde vekalet ücreti, maktu ve nisbi olmak üzere belirlenmiştir.
Maktu vekalet ücreti, davanın konusunun para olmadığı veya para ile ölçülemediği hallerde belirlenen ücret, nispi vekalet ücret ise davanın konusunun para olması veya para ile ölçülebilir olması halinde bu değer üzerinden belirlenen ücrettir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 365/2. maddesinin aksine ceza davalarında şahsi hak talebi halinde mahkemece bu hususta da karar verilmesi gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmaması ve 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 112, 113 ve 114. maddeleri hükümleri karşısında; davada kendisini vekille temsil ettiren katılan İdare lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrıca müsaderesine karar verilen tesis değeri üzerinden nispi vekalet ücretine de hükmedilmesi,
3- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu ,
4- Dava konusu yerde bulunan ve sabit tesis niteliğinde olan ev ile havuzun 6831 sayılı Kanun"un 93/3. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5- Kısa hüküm ve gerekçeli kararda 6831 Sayılı Kanunun 93/1 maddesi uygulanırken “devlet ormanı içerisinden izin almaksızın elektrik hattı geçirdiği”şeklinde hüküm kurularak dava konusu olmayan fiilden bahsedilerek hükümde karışıklığa yol açılması,
6- Adli sicil kaydının incelenmesinde adli sicil kaydı bulunmayan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olmayan sanık hakkında kısa hükmün 12. bendinde adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen mahkemeye ihbarda bulunulmasına karar verilmesi ayrıca gerekçeli kararda da bu husus yazılmayarak hükümde çelişkiye neden olunması,
7- Hükmün esasını oluşturan kısa kararda dava konusu ev ve havuz hakkında müsadere kararı verilmediği halde, gerekçeli kararda anılan yapıların müsaderesine karar verilerek hükümde karışıklığa neden olunması,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 19.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.