Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10252
Karar No: 2016/4888
Karar Tarihi: 02.05.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/10252 Esas 2016/4888 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/10252 E.  ,  2016/4888 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2015 tarih ve 2013/419-2015/326 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, ... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 13.6.2005 tarih ve 14 O 199/04 sayılı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemece tenfizi istenilen karara ilişkin dava dilekçesinin ve gerekçeli kararın davalıya Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin belirlenmesi açısından davacı vekiline tebliği evraklarını sunması için süre verildiği, bu hususta ayrıca istinabe yoluyla ilgili belgelerin istenildiği, yapılan araştırma uyarınca dava dilekçesi ve gerekçeli kararın davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin anlaşıldığı, bu durumda usulünce kesinleşmiş bir karardan bahsedilemeyeceği, davacı tarafından tenfizi istenilen kararın usulünce kesinleştiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir.
    Yabancı mahkemeler tarafından verilmiş hukuk davalarına ilişkin ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı Kanun"un 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir.
    Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın “açıkça” olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı). Zira aksinin kabulü, aynı davanın Türk mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir Türk mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğurur. Ancak örneğin Türk Hukuku"nun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensiplerini ihlal eden veya milletlerarası alanda geçerli olan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararları tenfiz edilemez. Tenfiz hakimi takdir hakkını kullanırken, her somut olayın kendine mahsus özelliklerini de dikkate almalıdır. O halde dava konusu uyuşmazlık yönünden de somut olayın özelliklerine göre bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır.
    Yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir. Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümleri gereğince tebligatların diplomatik yolla yapılacağı kararlaştırılmış olup bu yolla tebliğ edilmeyen bir yabancı mahkeme ilamının kesinleşmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle somut olayda ilk olarak dava dilekçesinin ve gerekçeli kararın davalıya usulünce tebliğ edilip edilmediği bu çerçevede davalının savunma hakkının ihlal edilip edilmediğinin değerlendirilmesi gereklidir. Mahkemece bu doğrultuda Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla tenfizi istenilen ilama ilişkin dava dilekçesinin davalıya tebliğine dair belgeler ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden sorulmuştur. ... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bu yazıya verilen cevapta; dava dilekçesinin davalıya 3.2.2005 tarihinde uluslararası hukuki yardım çerçevesinde tebliğ edildiği, 13.6.2005 tarihinde Alman Usul Yasası’nın 331/3. maddesi uyarınca gıyabi kararı alındığı, bu kararın uluslararası hukuki yardım çerçevesinde 24.10.2005 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, bunun yanı sıra 30.12.2005 tarihli gıyabi kararında davalının adının düzeltilmesine dair kararın da 10.1.2006 tarihinde posta yoluyla davalıya tebliğ edildiği, davalının gıyabi kararına 20.7.2006 tarihinde mahkemeye ulaşan yazı ile itiraz ettiği bu itirazın ... Eyalet Mahkemesi tarafından sürenin aşılması nedeniyle 4.10.2006 tarihli karar ile reddedildiği, 13.6.2005 tarihli gıyabi kararının 6.12.2006 tarihinde kesinleştiği bilgisine yer verilmiştir. Bu durumda dava dilekçesinin ve gıyabi kararının tebliğine ilişkin kısmın Türk kamu düzenine aykırı veya davalının savunma hakkını kısıtlar nitelikte olmadığı, benzer olaylarda Yargıtay dairelerince verilen kararlarla da benimsenmiştir. Zira “kural olarak” her mahkeme kendi usul hükümlerini uygular ve yabancı mahkemenin uyguladığı usulün Türk usul hukukundan farklı olması, Türk kamu düzeninin müdahalesi için tek başına yeterli sebep oluşturmaz. Aynı ilkeler yabancı mahkemece uygulanan ispat hukuku açısından da geçerlidir. Öte yandan tenfizi istenilen ilamın tercümesinde de bu ilamın bir suretinin 25.10.2005 tarihinde davalıya resmi yoldan tebliğ edildiği, kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle kararın kesinleştiği bilgisine yer verilmiştir. Dosya içerisinde yer alan ... Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık Muhabere Bürosu"nun 8.11.2005 tarihli yazısı ve ekindeki belgelerden gerekçeli kararın davalı vekili olduğuna ilişkin vekaletname ibraz eden Avukat ... İmzasına resmi yoldan tebliğ edildiği anlaşılmakta olup bu husus gerekçeli karar tercümesinde verilen bilgiyi teyit eder mahiyette görülmüştür. Mahkemece yapılan inceleme neticesinde tenfizi istenen karar içeriğinin de açıkça Türk kamu düzenine aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır.
    O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının ve bu karara dayanak dava dilekçesinin usulüne uygun biçimde davalıya tebliğ edilip kesinleştiği gözetilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi