Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7005
Karar No: 2018/11233
Karar Tarihi: 26.11.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7005 Esas 2018/11233 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/7005 E.  ,  2018/11233 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki muvaazalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; müvekkilinin davalı ... ile 09/11/1991 tarihinde evlendiklerini, geçinemedikleri için açılan boşanma davasının ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas 2013/138 Karar sayılı ve 11/04/2013 karar tarihli dosyası derdest olup tazminat talepli davalarının kısmen kabulü ile üzerine temyiz edilmiş olduğunu, davalı ...’ün dava süresi boyunca müvekkiline ve çocuklarına nafaka borçlarını ödememek için sürekli kötü niyetli davrandığını, müvekkilinin tazminat alacağını tahsil edememesi için mal kaçırma amacı ile ... 9 parsel sayılı taşınmazı, ... 167 ada 1 parsel, 23 parsel ve 24 parsel sayılı taşınmazlarını 23/05/2013 tarihinde ...’a devrettiğini, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu, davalının taşınmazları mahkeme kararından sonra asker arkadaşı olan şahsa devrettiğini,satışın muvazaalı satış olduğunu, davalı ... ... isimli asker arkadaşına yapmış olduğu muvazaalı tasarrufların iptali ile bu taşınmazların tapu kayıtlarının mal rejimi kapsamında müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etme zorunluluğunun doğduğunu belirterek; mal kaçırma amacı
    ile muvazaalı olarak devredilen ... 1659 ada 9 parsel, 167 ada 1 parsel, 23 parsel ve 24 parsel sayılı taşınmazların tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; davanın maddi ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, dava şartlarının sağlanmadığını, müvekkilinin herhangi bir mal kaçırma kastıyla hareket etmemiş olduğunu, muvazaalı devir ve temliklerde bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...; davanın yasal dayanaktan yoksun ve gerçeğe aykırı iddialara dayalı olduğunu, diğer davalı ile muvazaalı ilişkilere giriştiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, yargılama aşamasından sonra tasarrufun iptaline konu edilen tazminat alacaklarının ödenmiş olması ve ... Aile Mahkemesince hükmedilen tedbir nafakasının da peyderpey ödenmesi nedeniyle ortada bir alacak konusu kalmadığından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, Borçlar Kanunu"nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    HMK"nin 33.maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.
    Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK"nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK"nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır.
    Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler.
    3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK"nun 277. ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir.
    Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK"nun 283/1,2. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
    Somut olayda davacı vekilinin, eldeki davayı davalı ... aleyhine açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/1049-2013/138 sayılı boşanma davası sonucu lehine hükmedilen mali hakların ve ... Aile Mahkemesi"nin 2013/642 Esas sayılı katkı payı alacağı davaları sonucu hükmedilecek tazminat alacağının tahsiline yönelik açtığı, boşanma davasının kesinleştiği, katkı payı davasının ise derdest olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece; her ne kadar yargılama aşamasında tazminat toplamının davalı borçlu Eyyüp tarafından davacı alacaklı vekiline ödendiği, buna ilişkin dekontların dosyaya sunulduğu gerekçesiyle dava konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığı, davacı vekili mal rejiminden kaynaklanan alacakları olduğunu, davalının bu alacaklarından kurtulmak amacıyla da söz konusu devir işlemlerini gerçekleştirdiği ileri sürülmüş ise de, dava dilekçesi kapsamında bu yönde bir taleplerinin olduğuna dair açıklamanın yer almadığı,aksi düşünülse dahi davacının mal rejiminden kaynaklanan tahsil edebileceği bir alacağının henüz bulunmadığı gibi davalı ... hakkında başlatılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin de
    bulunmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacı vekili; dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazı müvekkilinin tazminat alacağını tahsil edememesi için devrettiğini belirterek bu muvazaalı devrin iptali ile bu taşınmazların tapu kayıtlarının mal rejimi kapsamında müvekkili adına iptali ve tescilini de talep etmiş olup; boşanmanın sonuçlarından olan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davayı da iş bu davanın açıldığı tarih olan 05/09/2013 tarihinde açmıştır.
    Bu durumda mahkemece katkı payı davasının sonucunun ve kesinleşmesinin beklenmesi, alacağın belirlendiği takdirde, bu alacak yönünden de mevcut delillerin TBK"nun 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; aşağıda dökümü yazılı 143,10 TL kalan harcın temyiz eden davalı ..."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi