4. Hukuk Dairesi 2020/12 E. , 2020/368 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-... vekili Avukat Hasan Köklü 2-... vekili Avukat ...
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 28/12/2012 gününde verilen dilekçe ile yaralanma nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan yaralanma sebebi ile maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ...’nın maliki bulunduğu, davalı ...’nın sevk ve idaresindeki araç ile davacının sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası sonucunda henüz 30 yaşında olan davacının %100 malul olacak şekilde yaralandığını, kazanın davalı ...’ın kusuru nedeni ile meydana geldiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının maddi tazminata ilişkin davasının kabulüne, manevi tazminata ilişkin davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2. Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre, hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayın oluş şekli, tarihi, davacının yaralanma derecesi, tarafların kusur durumu ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarı çok azdır. Bu itibarla daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3. Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece alınan 09/11/2015 tarihli Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporunda davacının %15 oranında kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, davacı dava dilekçesinde davalıların tam kusuruna dayalı olarak tazminat isteminde bulunduğuna göre, hükmedilen maddi tazminattan TBK’nın 51-52 maddeleri uyarınca davacının müterafik kusuru oranında indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan bu nedenle de davalılar yararına bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 05/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.