19. Hukuk Dairesi 2018/2253 E. , 2019/4818 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı vekili tarafından duruşmasız temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av.... gelmiş, başka gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalılardan ... A.Ş’ye ait taşınmazın intifa hakkının 24.05.2002 tarihinde ödenen bedel ile davacıya devir edildiğini, taşınmaz üzerine masrafı kendilerince konularak akaryakıt istasyonu inşaa olunduğunu ve davalılardan ...Ltd. Şti."ne bayilik sözleşmesi ile kullanım hakkının bırakıldığını, bayi şirketin fiilen akaryakıt alımını durduğunu ve başka bir dağıtım şirketi ile anlaşma yaptığını böylece bayilik akdini tek yanlı haksız fesih ettiğini, diğer yandan sözleşme ve intifa sürelerinin Rekabet Kurulu tarafından sınırlandığını bu nedenle intifanın geçersiz hale geldiğini, kullanılmayan süre için ödenen bedelin ve haksız fesih nedeniyle istasyon yapımı için yapılan masrafın iadesi gerektiğini ileri sürerek 7.808,25 TL masrafın tüm davalılardan, 174.377,49 TL intifa ödemesinin tamamının davalı ... Ltd. Şti."nden (150.000 TL"sinin diğer davalılardan) tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davada zamanaşımı süresinin dolduğunu, bayilik sözleşmesinin ifa edilerek sözleşmedeki amaca ulaşıldığını, davacının intifa süresine oranla iade talep ettiği yatırımlar ile ilgili olarak davanın kabulüne karar verilmesi halinde davacının iddia ettiği yatırımlar ile ilgili sağladığı ticari faydanın da hesaplanarak bu bedelin takas ve mahsubunun gerektiğini, davalı .........Ltd.Şti nin sorumluluğunun müteselsil kefalet olmayıp adi kefalet olduğunu bu nedenle müşterek sorumluluğa gidilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahmemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 21.04.2008 tarihli olduğu ve 5 yıl süreli olup 21.04.2013 tarihinde sona ereceği, ayrıca sözleşmenin feshine dair herhangi bir bilgi ve belgenin de dosyada olmadığı, bu şekilde sözleşmenin geçerli olup geçerli bir akde dayanılarak davacının söz konusu taleplerde bulunamayacağı, ayrıca dava, sözleşmeye dayalı bir dava olduğundan zamansız açılan dava olarak kabul edileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2012/4559 esas, 2012/18675 karar ve 10.12.2012 tarihli ilamı ile’’Davacı ile davalı ...Ltd. Şti. arasındaki bayilik sözleşmesi 21.04.2008 başlangıç tarihli olup 5 yıl sürelidir. Davacı akdin akaryakıt alımının durdurulması ve başka dağıtım şirketi ile davalı arasında bayilik ilişkisi kurulduğunu, EPDK yönetmeliğine göre, artık bayilik sözleşmesinin sona erdiğini bildirmiştir. Davacının açıklanan iddiası üzerinde durulup gerekli araştırma yapılmamıştır.
Öte yandan davacı davalılardan...Ltd. Şti."ne ait taşınmazda lehine tesis olunan intifaların terkin olunduğunu öne sürmüş ise de bu yönde de bir inceleme ve araştırma bulunmamaktadır. Şayet intifanın davadan önce terkin olunduğunun belirlenmesi halinde davacının intifaya yönelik talebinin incelenmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece bayilik akdinin halen fesih edilip edilmediği, intifanın terkin olunup olunmadığı belirlendikten sonra taleplerin ayrı ayrı incelenmesi ve uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşmesel dayanağının bayilik sözleşmesi olduğu anlaşılmakla birlikte taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşme uyarınca davalı tarafa ait tapu kaydında intifanın halen terkin edilmediği, bu haliyle intifa terkin edilmedikçe davacı tarafın talepleri açısından henüz dava açma hakkı doğmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin bakiye intifa bedelinin reddine yönelik temyiz itirazının reddine,
2)Davacı vekilinin sabit yatırım giderleri nedeniyle açılan sebepsiz zenginleşme davasına yönelik mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sabit yatırım bedellerini davacı intifaya konu taşınmaz malikinden değil sözleşme nedeniyle eski bayisi olan ... A.Ş ve kefillerinden talep etmiş olmasına göre, intifanın terkin edilmemiş olması sözleşmesel ilişkiye dayalı bu talebin incelenmesine engel olmayacağından mahkemece bu yönden de işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken intifanın terkin edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece mahallinde yapılan keşifte alınan bilirkişi raporu yeterli olmayıp, davacının iddia ettiği sabit yatırımların davalının istasyonunun bulunduğu taşınmazın değerinde bir artış/fayda sağlaması, davalının kalıcı nitelikteki bu yatırımları kullanarak ticari faaliyetinin devam ettiğinin sabit olmasına bağlıdır. İstasyonun faaliyete geçmesi için zaruri olmayan giderlerin geri istenmesi mümkün değildir. Ne var ki, istasyonun işletilmesi için zorunlu olup halen davalıya fayda sağlayan (akaryakıt tankı, tank havuzu, hizmet binası, kanopi-tonoz, vb.) sabit yatırım bedelleri davacı tarafından talep edilebilir. Dairemizin istikrar kazanmış uygulaması bu yöndedir. Bu durumda mahkemece, taşınmaz üzerinde keşif yapılarak davacı tarafından yapılan yatırımların ( bina gibi ) neler olduğu ve bu yatırımların kullanılmaya devam edilip edilmediği ile ayrıca taşınmaza değer katıp katmadığı yönünde, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak sabit yatırımlardan davalıya ekonomik fayda sağlayıp sağlamadığının ve bu yatırımların sözleşme süresi ile kısıtlı olmaksızın akaryakıt istasyonunun faaliyete geçirilmesi için yapılması zorunlu yatırım olup olmadığının konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak tespiti gerekir. Davalı ... Ltd Şt’nin yeni ticari faaliyetine bu sabit yatırımların katkı sağlaması halinde davacının bu katkı karşılığını bu şirketten tahsili mümkün olup, ...ve ... da kefil sıfatıyla sorumludurlar. Ancak ... A.Ş intifa konusu taşınmaz maliki olup, 21.04.2008 tarihli sözleşme ... Ltd. Şti. ile yapılıp taraf olmadığından bu davalının da sorumluluğu olmayacak olup eksik inceleme ile verilen mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. Kabule göre, mahkemenin hüküm fıkrasının 2.bendinde davacının yatırdığı toplam harç ve iade edilecek harç bedelinin belirtilmemesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının (2) nolu bendde yer alan bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı lehine takdir edilen 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.