23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/8621 Karar No: 2016/8218 Karar Tarihi: 21.09.2016
Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/8621 Esas 2016/8218 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık ile katılan ve müştekiler arasında para toplama anlaşması yapıldığı, sanığın toplanan paraları da alarak kayıplara karıştığı ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu işlediği iddiasıyla Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, TCK'nın 155/1 ve 52/2 maddeleri uyarınca sanığa 6 ay hapis ve 600 TL adli para cezası verildiği belirtilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun yasa koyucunun adli para cezası öngördüğü suçlarda hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluğun bulunmadığını belirttiği ama yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesinin yanlış olduğu, bu nedenle sanığın temyiz itirazlarının yerinde olduğu ve kararın düzeltilerek onanması gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise TCK'nın 155/1, 52/2, 43/2 ve 43/1 maddeleridir.
23. Ceza Dairesi 2015/8621 E. , 2016/8218 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK"nın 155/1, 52/2 maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ve 600 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, katılanlar ve müşteki ... ile aynı işyerinde şef olarak çalıştığı, tarafların aralarında gün yapmak üzere 400"er lira toplayıp, her hafta bu paraları sıra ile dağıtmak konusunda anlaştıkları, sanığın her bir katılan ve müştekiden 400"er lira toplayıp ayrıca bahşiş kutusunda garsonlara dağıtılmak üzere toplanan 1.115 lirayı da alarak, işine son verildiği hafta topladığı paralar ile birlikte kayıplara karıştığı bu suretle, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan olayda; Sanığın açık ikrar içeren savunması, katılanlar ve müştekinin beyanları ile tüm dosya kapsamına göre sanığın eyleminin hizmet aktinden kaynaklanmadığı dolayısıyla TCK"nın 155/1. maddesinin uygulanmasına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın aynı anda görüştüğü katılanlar ve müşteki ..." den aynı anda haksız menfaat temin ettiğinin anlaşılması karşısında TCK"nın 43/2. delaletiyle 43/1 maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış ve 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "30 GÜN" ve "ALTI YÜZ TL." ibarelerinin çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN" ve "100 TL" ibarelerinin eklenmesi,suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.