20. Hukuk Dairesi 2016/6085 E. , 2017/9966 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 649 parsel sayılı 20000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Ekim 1943 tarih 12 nolu tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman olduğu, ..., ... ve arkadaşları taşınmazın kendilerine ait olduğu iddiası ile Tapulama Komisyonuna itiraz etmeleri sonucu komisyonca işin halli gerektiğinden evraklar kadastro mahkemesine gönderilmiş olup; mahkemece yapılan yargılama sonucu ..."nın davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddine ve dava konusu parselin tesbitinin iptali ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/03/2007 tarih 2007/2609-3404 E-K sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "mahkemece dayanak tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve varsa krokileri ile revizyon gördüğü tüm parsel ve komşu parsel tutanakları ile dayanakları, kayıtlar eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden sonra orman kadastrosu yapıldı ise, orman tahdit haritası, işe başlama, çalışma ve sonuçların askı ilan tutanağı getirtilerek keşifte uygulanmalı, orman ve fen bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, tahdit haritası üzerine geniş arazi kadastro paftası oturtulmalı ve çevre parsellerle birlikte çekişmeli taşınmazın durumu gösterilmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 Sayılı Yasanın 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli; Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, (murisler) yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davacılar ... ve ..."ün açmış oldukları davalarının sübut bulmaması, davacı..."ün açmış olduğu davadan feragat etmesi sebebiyle, davacılar ..., ... ve..."ün davalarının reddine dair önceki verilen kararda hüküm kurulduğu; ayrıca tarafların temyiz talebinde bulunmadığından, önceki kararın, söz konusu davacılar ..., ... ve... yönünden kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla, davacılar ..., ... ve... adına yeniden karar verilmesine yer olmadığına, Orman Yönetiminin davasının reddine, davacı ..."nın davasının kabulüne, dava konusu Kahramanmaraş ili ... ilçesi ... köyü 649 parsel numaralı taşınmazın kadastro tespitininin iptaline, davacı ... ..."ının vefat etmiş olması sebebiyle, taşınmazın (56) pay kabul edilerek davacı İsmail ... mirasçıları arasında taksim edilmek suretiyle; (8) payının ... adına, (8) payının ... adına, (8) payının ... adına, (8) payının ... adına, (8) payının ... adına, (8) payının ... adına, (2) payının ... adına, (3) payının ... adına, (3) payının ... adlarına, kadastro tespitindeki gibi aynı vasıf ve mahiyette tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmaz yörede yapılan 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama çalışmasında 262 ada 6 parsel sayısı aldığı halde hükümde bu çalışmadan önceki 649 sayısının belirtilmiş olması doğru değilse de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 3 numaralı bendinde yer alan “Dava konusu Kahramanmaraş ili ... ilçesi ... köyü 649 parsel” ibaresinden sonra, “numaralı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline” ibaresinden önce gelmek üzere “yeni 262 ada 6 parsel” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/11/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.