Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/1866 Esas 2021/1418 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1866
Karar No: 2021/1418
Karar Tarihi: 18.02.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/1866 Esas 2021/1418 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, çalışma alanında bulunan ve Hazine adına ihdasen tapuya tescil edilen bir taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davacının zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul ederek bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar vermiştir. Ancak, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile harita mühendisi bilirkişinin raporunda farklılıklar olduğu ve davacının taşınmaz üzerinde zilyetliği bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, 20 yıllık zilyetlik süresinin geçtiği ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği kanıtlanamadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşulları detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
16. Hukuk Dairesi         2020/1866 E.  ,  2021/1418 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

    Davacı ..., ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1953 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ekilemez arazi olarak tespit harici bırakıldıktan sonra, 17.07.1996 tarihinde 185.561,00 metrekare yüzölçümü ile ham toprak vasfıyla Hazine adına ihdasen tapuya tescil edilen 1410 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 1410 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.420,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında, dava konusu taşınmaz bölümünün 1970 yılından beri taşlarının temizlenmesi suretiyle davacı tarafından tarla olarak kullanıldığı ve zilyet olduğu belirtilmiş ise de, harita mühendisi bilirkişinin 13.03.2014 havale tarihli raporunda, 1975 tarihli hava fotoğrafına göre dava konusu taşınmazda tarımsal faaliyet bulunmadığı ve sınırlarının belirgin olmadığı bildirilmiştir. Bu haliyle, 1975 yılı itibariyle davacının taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmaz bölümünün içinde bulunduğu 1410 parsel sayılı taşınmaz, 1996 yılında ihdasen Hazine adına tapu kaydı oluşturulan taşınmaz içinde kaldığına göre, Hazine adına tapu kaydının oluşum tarihi olan 1996 tarihine kadar, taşınmaz bölümü üzerinde imar-ihya tamamlandıktan sonra 20 yıllık zilyetlik süresinin geçtiği ve böylelikle davacı yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kanıtlanamadığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.