13. Hukuk Dairesi 2013/23798 E. , 2014/10805 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı şirketten 28.10.2009 tarihli protokol ile 55.000.00.TL" ya arazi taşıtı almak için anlaştığını, 25.000.00.TL" yı peşin ödediğini, bakiye 30.000.00.TL" yı da araç üzerindeki rehin kalktığında ödeyeceğini, araç elinde iken 26.02.2012 tarihinde davalı şirketin borcu nedeniyle haczedilerek elinden alındığını, ödediği 25.000.00.TL" nın el koyma tarihinden itibaren işleyecek avans faizi olan 1.130.65.TL ile birlikte tahsili için icra takibi yaptığını ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... 23. İcra Müdürlüğünün 2012/7886 Esas sayılı icra takibindeki asıl alacağa ve 81.25.TL işlemiş faize yönelik itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, icra inkar tazminatı ile fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2013/23798-2014/10805
2-Davacının icra inkar tazminatı temyizi yönünden; İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra - inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu davalı imzaladığı 28.10.2009 tarihli protokole göre yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra - inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması ....’nun 370/2. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince mahkeme kararının hüküm bölümünün 1. bendindeki “İcra inkar tazminatı ve” cümlesinin hükümden çıkarılmasına ve hükme 7. madde eklenerek “Asıl alacak olan 25.000.00.TL" nın %40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine”, hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 9.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.