7. Ceza Dairesi 2018/5460 E. , 2018/11442 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, tasfiye
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 2012/274 (E) – 2012/905 (K) sayılı ve 19.07.2012 tarihli ilamı Dairemizin 2014/11839 E. - 2015/10457 K. sayılı ve 18.02.2015 tarihli kararı ile; “... bu dosya ile Dairemizin 2014/1300 Esas, İzmir 1.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/572 Esas numarasına kayıtlı aynı neviden kamu davalarının açılmış olduğu anlaşıldığından; Yargıtay C.G.K.nun 08.04.2014 tarih ve 2013/591 E., 2014/171 K. sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer ve işleme zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan tüm özellikler birlikte değerlendirilerek sanığın aynı suç işleme kararıyla hareket edip etmediği ve hakkında 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinden yukarıda bahsedilen dosyaların birleştirilmesi ve sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdirinin gerekmesi...” nedeniyle bozularak, mahkemesine gönderilmiştir.
Yerel Mahkemece bozma ilamına uyulup, sanığın bozma ilamında belirtilen dosyası getirtilip, incelenmiş, “..Sanığın bundan önceki suç tarihinin 30/11/2011 olduğu, yeni suç tarihinin ise 10/01/2012 olduğu anlaşılmakla, yakalama ile olayın kesildiği, 2. suç için aradan yaklaşık bir ay on günlük bir sürenin geçtiği ve olayda zincirleme suç durumunun bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında TCK 43. maddenin uygulanmasına yer olmadığına,” gerekçesiyle TCK"nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerini uygulamamıştır.
İncelemeye konu İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2015/575 Esas, 2015/1009 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 10.01.2012, iddianame düzenleme tarihinin 27.01.2012 olduğu,
Dairemizde aynı gün incelenen 2018/2683 Esas sayılı dosyada (İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2015/521 Esas, 2015/660 Karar sayılı dosyasına ilişkin) suç tarihinin 30.11.2011, iddianame düzenlenme tarihinin 20.04.2012 olduğu suç ve iddianame tarihleri itibariyle aralarında hukuki kesinti bulunmadığı gibi, Dairemizce kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 16.05.2017 tarih ve 2015/7-389 E. -2017/272 K. sayılı kararı ile 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirildiğinde, sanığın aynı nitelikteki eylemlerinin bir suç işleme kararının icrası kapsamında kaldığı cihetle, suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK"nun 43. madde kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, dosyaların birleştirilmesi ve TCK"nun 43. maddesinin uygulanması gerekirken, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca sair yönü incelenmeksizin BOZULMASINA, 30.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.