1. Hukuk Dairesi 2015/4268 E. , 2017/6927 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar, paydaşı oldukları 109 ada 1 ve 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardan 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalılar ...,, 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazın da davalı ... tarafından kullandığını ileri sürerek davalıların müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, duruşmalara katılmamış, her hangi bir savunma da getirmemişlerdir.
Mahkemece, el atma olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacı ... hariç diğer davacıların, 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazda ise davacıların tamamının paydaş oldukları, 12.06.2012 tanzim tarihli bilirkişi raporundan 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazda A harfi ile gösterilen 58850 m2lik kısmı ile 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazda B harfi ile gösterilen 57830 m2lik bölümüne el atıldığının saptandığı, davalıların dava konusu taşınmazlarda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklı bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, el atma olgusu haksız bir eylem olup, Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünden kaynaklanan el atmanın önlenmesi davalarının haksız fiil kimin tarafından gerçekleştirilmiş ise, ona karşı açılacağı, başka bir ifade ile husumetin 6100 sayılı HMK. nun 50. maddesi hükmü uyarınca eylemi yapan kişiye yöneltilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Başka bir deyişle, davanın haksız eyleme sebebiyet veren kişi ya da kişilere karşı açılması zorunludur.
Öte yandan, davacı taraf dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış, ancak isimlerini bildirmemiştir. 6100 sayılı HMK"nun 190. maddesi ile 4721 sayılı TMK"nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile dava konusu taşınmazlara davalılar tarafından el atıldığı hususunun davacılar tarafından ispatlanması gerekmektedir.
Hâl böyle olunca, 6100 sayılı HMK"nun 140/5. maddesi gereğince davacılar vekiline tanık isimlerini bildirmesi için süre verilmesi, bildirdiği takdirde mahallinde yeniden keşif yapılarak tanıklara, dava konusu taşınmazlarda kim ya da kimler tarafından ne şekilde tasarruf edildiğinin sorulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahalli bilirkişi sıfatıyla keşif mahallinde re"sen dinlenilen kişilerin beyanlarına itibar edilerek eksik araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; 12.06.2012 tanzim tarihli fen raporuna göre çekişmeli 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı ... ve kardeşleri, 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazın da davalı ... tarafından kullanıldığı bildirildiği halde bu tespite aykırı olarak hüküm kurulması da isabetsizdir.
Bir kısım davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.