23. Hukuk Dairesi 2014/692 E. , 2014/2983 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2013
NUMARASI : 2012/470-2013/313
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı F.. C.. ile davalı kooperatif vekili Av. N.. D.. Tokdağ"ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin yönetim kurulu üyesi olduğunu, üyelerden tahsilat yapılamaması nedeniyle davacının kendi cebinden harcama yaptığını, alacağın, harcama belgeleri, defter kayıtları ve belgelerle sabit olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 61.792,67 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının alacak iddiasının genel kurulda tartışıldığını ve hesap tetkik komisyonu kurulmasına karar verildiğini, bu konuda, davacının da olumlu oy kullandığını, genel kurulca henüz bir karar verilmediğinden alacağın muaccel olmadığını, davacının yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle kooperatif kayıtlarına geçirilmiş olsa bile harcamaların gerçekliğinin araştırılması gerektiğini, davacı ile kooperatif arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olmaması nedeniyle ancak yasal faiz istenebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine dairemizce denetime elverişli bulunmayan yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan asıl ve ek rapora göre, esasen davacının borç olarak verdiği belirtilen tutarlar ile davalı kooperatifin ticari defter ve dayanağı belgeler üzerindeki kayıtların birbiriyle uyumlu olmadığı, davacının davalı kooperatife verdiğini iddia ettiği borcun resmi olarak davalı kooperatif kasasına girmediği, bu borcun nerede ve ne şekilde kullanıldığının tespit edilemediği, davacının borç verdiği tutar ile ticari defter kayıtlarındaki tutarların birbirine uyum göstermediği, böylece davacının borç olarak davalı kooperatife verdiğini belirttiği alacağının kaynağının tereddütsüz olarak belirlenemediği, davacının davalı kooperatifte olan alacağının varlığına ilişkin açık, kesin, her türlü şüpheden uzak delil bulunamadığı gerekçesiyle, davanın reddini karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif üyesi olan davacının kooperatife verdiği borçların tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece daha önce verilen hüküm Dairemizce bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiş, özellikle de, denetime elverişli olmayan kök ve ek bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur. Bu durumda, mahkemece, kooperatifler konusunda uzman bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti seçilerek, özel kişilerden borç para alınmasına icazet verildiği anlamına gelecek bir işlem bulunup bulunmadığı genel kurul kararları da değerlendirilerek belirlenmeli, uyuşmazlık konusu borcun verildiği iddia edilen tarihlerdeki kooperatifin mali yapısı incelenmeli, borç para verildiği tarihler ayrı ayrı dikkate alınarak davalı kooperatifin borç almasına gerek olup olmadığı, kooperatif banka hesabında para bulunup bulunmadığı da göz önüne alınarak saptanmalı, davacı tarafından kooperatif yerine ödeme yapıldığı belirtilen kalemlerin kooperatifle ilgili olup olmadığı da tespit edilmeli ve önceki kök ve ek rapora itirazları da karşılanmalı, böylece, davacı alacağının kaynağı tereddütsüz belirlenerek oluşacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, bu hususlara ilişkin tespit ve görüş içermeyen ve denetime elverişli bulunmayan yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelemesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.