Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4546
Karar No: 2019/4814
Karar Tarihi: 17.10.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4546 Esas 2019/4814 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir istinaf başvurusunun usulden reddine yönelik kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi. Karar, bir fatura alacağı tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davası hakkında verilmiştir. İlk derece mahkemesince davacı şirketin adi ortaklık statüsünde olduğu, icra takibinin tüm adi şirket ortaklarının bir araya gelerek ve ortaklar taraf gösterilerek başlatılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak davacı şirket taraf gösterilerek başlatıldığı için davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmiştir. İstinaf başvurusunun iki haftalık yasal süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle Gaziantep BAM 11. Hukuk Dairesi tarafından usulden reddine karar verilmiştir. Ancak Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında devletin işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Kanun koyucunun bu şekilde hareket etmesinin amaçının dağınık mevzuat karşısında hangi yola müracaat edeceğini bilmeyen yahut tereddüt eden bireylerin hak arama özgürlüğünü etkin ve sağlıklı bir şekilde kullanmalarını amaçlamak olduğu ifade edilmiştir
19. Hukuk Dairesi         2017/4546 E.  ,  2019/4814 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davası hakkında Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen davanın dava şartı yokluğundan reddine yönelik 2015/1399 esas ve 2017/66 karar sayılı ve 16.01.2017 tarihli hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Gaziantep BAM 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf başvurusunun usulden reddine yönelik kararın davacı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır.
    İlk derece mahkemesince davacı şirketin adi ortaklık statüsünde olduğu, icra takibinin ancak ve ancak tüm adi şirket ortaklarının bir araya gelerek ve ortaklar taraf gösterilerek başlatılması gerekirken adi şirket taraf gösterilerek başlatılmasının mümkün olmadığı, geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce, istinaf başvurusunun iki haftalık yasal süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava dosyasının incelenmesinden; ilk derece mahkemesinin yargılamayı sonlandırdığı kısa kararda ve gerekçeli kararda kanun yoluna başvuru süresinin on beş gün olarak belirtildiği, davacı vekilinin belirtilen bu süreye göre kanun yoluna başvuru dilekçesini sunduğu anlaşılmıştır.
    Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında devletin işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinin "ç." bendi uyarınca da hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi bir zorunluluktur. Kanun koyucu, devlet organlarının tesis ettiği işlemlere karşı kanun yolları ve hangi mercilere başvuracağı ve başvuru süresi bakımından tarafların doğru bilgi sahibi olmalarını sağlayarak, dağınık mevzuat karşısında hangi yola müracaat edeceğini bilmeyen yahut tereddüt eden bireylerin hak arama özgürlüğünü etkin ve sağlıklı bir şekilde kullanmalarını amaçlamıştır.
    Anayasa Mahkemesi de birçok kararında başvurucuların gerekçeli kararda belirtilen süreye güvenerek hareket etmesinin makul görülebileceğini, mahkemenin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü dikkate alındığında, temyiz süresinin mahkeme kararında farklı belirtilmiş olması karşısında, kanunda belirtilen süre olduğunu kabul ederek dilekçenin reddine karar veren değerlendirmelerin mevzuat hükümleri çerçevesinde ve öngörülebilirlik sınırları içinde olduğunun kabul edilemeyeceğini, yapılan yorumun başvurucuların temyiz hakkını kullanmayı imkânsız kılacak ölçüde ve aşırı şekilci bir yaklaşımla elde edildiğini ve bu açıdan kararın başvurucuların mahkemeye erişim hakkını zedelediği sonucuna ulaşarak, Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alman adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. (Anayasa Mahkemesi "nin 2014/819 başvuru numaralı ve 09.06.2016 tarihli (29757 Sayılı ve 29.06.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan) kararı).
    Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince kısa kararda ve gerekçeli kararda istinaf süresi kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün olarak açıklanmıştır. Gerekçeli karar davacı vekiline, 22.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili ise 06.04.2017 tarihinde, kısa kararda ve gerekçeli kararda bildirilen on beş günlük süre içinde harç ve giderlerini yatırarak karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.
    Her ne kadar kanun yolu ve süresi, ilgili kanun maddelerinde açıkça belirtilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda açıklanan kararı ve Anayasa"nın 40/2. maddesi ile 6100 sayılı Kanun"un 297. maddesinin "ç." bendi gereğince yargı organlarının yanlış yönlendirmesi sonucunda ilgililerin hak kaybına uğramayacağının kabul edilmesi gerekir.
    Davacı vekilince karara karşı, kanuni iki haftalık süre geçtikten sonra ve fakat kısa ve gerekçeli kararda bildirilen on beş günlük süre içerisinde istinaf yoluna başvurulduğu açıktır. Kısa kararda ve gerekçeli kararda, kanun yolunun ve süresinin yanlış gösterilmesi karşısında, hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı açısından davacı vekilinin karara karşı süresinde istinaf yoluna başvurduğunun kabul edilmesi bir zorunluluktur. Bu durumda; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin karara karşı süresinde istinaf yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle başvurunun usulden reddine ilişkin kararı isabetli olmamıştır. Belirtilen sebeple; işin esasına girilerek davacı vekilinin istinaf sebepleri incelenmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/678 esas ve 2017/708 karar sayılı ve 23.06.2017 tarihli kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi