1. Hukuk Dairesi 2017/4901 E. , 2017/6891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TENKİS
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakanı ..."ın ..., ... Blok 211-5 sayılı konutu 06.06.2008 tarihinde 43.370.00-TL toplu ödeme yaparak ve taksitlerini ödeyerek ikinci evliliğinden olan davalı kızı adına satın aldığını, bu işlemle saklı payının ihlal ettiğini ileri sürerek, miras payı oranında şimdilik 7.000,00TL’nin satın alma tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline veya davacıya ait saklı payın tenkisine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, dairenin peşinatı ve taksitlerinin annesi tarafının desteği ile ödendiğini, satış bedelini ödeyebilmek için annesine ait yazlık evin satılarak, ev bedelinin dava konusu evin satın alınması şartıyla mirasbırakana gönderildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin karar Dairece “... yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, tenkis bilirkişiden dosya kapsamına uygun ve hükme yeterli rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de, harcı tamamlanmış dava değeri üzerinden AAÜT"ne göre davalı lehine vekalet ücreti taktir edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile eksik vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir...”gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde yeniden davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından vekalet ücretine hasren süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ nün raporu okundu. Düşüncesi alındı, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak (usûli müktesep hak) kuralı uyarınca bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi zorunludur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu tartışmasızdır.
Somut olayda, dava dilekçesinde dava değeri 7.000,00TL gösterilmiş, istek 37.023,06TL"ye yükseltilerek harç ikmali yapılmış, yargılama sonunda da davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda, harcı tamamlanan dava değeri üzerinden davalı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 3. bendindeki; “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 1.800,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine, “Davalı vekille temsil edildiğinden AAÜT uyarınca hesap edilen 4.372,53TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.