Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1382
Karar No: 2014/2962
Karar Tarihi: 15.04.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/1382 Esas 2014/2962 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/1382 E.  ,  2014/2962 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 30/05/2013
    NUMARASI : 2011/687-2013/262

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Asıl davada davacı vekili, borçluya ait emekli ikramiyesinin haczi sonrası İzmir 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/11773 E. sayılı icra dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde davalıya 1. sırada ayrılan payın muvazaalı olduğunu, sıra cetveli düzenlenirken takip hukuku kurallarına riayet edilmediğini, davalı haczinin düştükten sonra yenilenmediğini, bu nedenle davalının geçerli bir haczi bulunmadığını ileri sürerek, davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, borçluya ait emekli ikramiyesinin haczi sonrası İzmir 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/11773 E. sayılı icra dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde davalıya 1. sırada ayrılan payın muvazaalı olduğunu, davalının geçerli bir haczi bulunmadığını ileri sürerek, davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı vekili, asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının haczinin borçlu ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı gerçek bir alacağa ve takip hukuku kurallarına uygun geçerli bir takibe dayandığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- İİK"nın 142. maddesinde, cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebileceği düzenlenmiş ve bu madde hükmü ile sıra cetveline itiraz hakkı takip alacaklılara tanınmış ise de her alacaklı bu hakkı haiz değildir. YHGK"nın 05.03.2008 tarih ve 19-161 E., 213 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sıra cetveline itiraz eden alacaklının icra takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin bulunması gerekir. Sıra cetveline yönelik itirazda bulunma yetkisi, bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunan alacaklıda olup, aksi halde sıra cetveline itirazda hukuki yararı yoktur. Diğer anlatımla, sıra cetveli bedeli paylaşıma konu mal üzerinde, satış tarihi itibariyle haczi bulunan alacaklılar dikkate alınarak düzenlenir. Aksi halde satış bedelinden pay ayrılamayacağından, adı geçenlerin sıra cetveline itiraz etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır.
    Mahkemece, asıl ve birleşen davada davacıların hukuki yararlarının tespiti yönünden herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış, davacıların hacizlerinin ayakta olduğu kabul edilerek uyuşmazlığın esası incelenmiştir.
    Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, alacak ve diğer haklarının haczi İİK’nın 89. maddesi çerçevesinde mümkün kılınmıştır. Bu hükümle, üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi tebliğ edilmek suretiyle söz konusu mal, alacak ve hakların haczine imkân tanınmış, tebliğ edilen haciz ihbarnamelerine üçüncü kişinin itiraz yolu açık tutulmuştur. Kendisine birinci haciz ihbarnamesi gönderilen kimsenin, bu haciz ihbarnamesine itiraz etmemesi halinde, mal yedinde ve borç zimmetinde sayılır. Üçüncü kişinin ihbarnameye süresi içinde itiraz etmesi halinde, usulüne uygun bir haczin varlığından bahsedilemez. Elinde borçluya verilmesi gereken bir mal ya da para bulunan üçüncü kişinin, gerçeğe aykırı itirazı halinde dahi hacizden söz edilemez ve alacaklının hakları ancak aynı yasanın 89/4 ve 120/2. maddeleri çerçevesinde korunabilir. Borçlunun üçüncü kişi ile arasındaki bir hukuki ilişkiye dayanan henüz doğmamış olmakla beraber doğması muhtemel alacakları için İİK.nın 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilebilir. Üçüncü kişilerde hak ve alacakların ne şekilde haczedilebileceği anılan maddede gösterilmiştir. Bu yola tevessül etmeden, sadece haciz tezkeresi ile konulan haciz aynı Yasa"nın 88. maddesi kapsamında menkul haczi olarak nitelendirilebilir ve ancak mevcut bir hak ve alacak üzerine konulabilir; bir diğer ifade ile üçüncü kişi nezdinde doğacak (beklenen) alacakların tezkere yazılması suretiyle haczi mümkün değildir. Öte yandan, bu yöntemde üçüncü kişinin itirazına ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Haciz ihbarnameleri ile borçlunun borçlusu konumundaki üçüncü kişinin elinde o anda bulunan mal, alacak ve diğer hakların haczedilmesi mümkün olduğu gibi, borcun tamamen ödenmesine kadar geçecek sürede (aylık kira bedeli, yüklenici lehine tahakkuk eden hak edişler ve somut olaydaki gibi emekli ikramiyesi alacağı vb. gibi) üçüncü kişi nezdinde oluşacak alacakların da haczine olanak tanınmıştır. Anılan yasa hükümlerinin uygulanmasından vazgeçilerek, bir diğer ifade ile haciz ihbarnamesi göndermek yerine müzekkere ile alacak üzerine haciz konulması aynı yasanın 88. maddesinde düzenlenen menkul haczi hükümlerine tabidir. Diğer yandan, üçüncü kişi nezdinde bulunan alacak için haciz talebi halinde, haciz tarihi belirlenirken gözetilecek tarih, haciz yazısının yazıldığı tarih değil, üçüncü kişiye ulaşıp, kayda işlendiği tarihtir.
    Para ya da alacak hacizlerine ilişkin işlemler, kural olarak İİK"nın 88. maddesi hükmü uyarınca menkul mal haczini düzenleyen hükümlere göre yapılır. Borçluya ait nakit parayla karşılaşan icra memuru, İcra ve İflâs Kanunu"nun 88. maddesi hükmü çerçevesinde bu parayı haczedebilir. Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nın 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişi elinde mevcut olması gerekir. Henüz mevcut olmayan bir paranın taşınır hükümlerine göre haczine yasal olanak bulunmamaktadır. Bu bakımdan üçüncü şahıstaki para alacağının da anılan 110. madde hükmüne kıyasen hacizden itibaren bir yıllık süre içerisinde icra dosyasına celbinin istenmesi gerekir. Aksi halde haciz düşer. (Satış talebi, para hacizlerinde dosya celbinin istenmesi suretiyle yapılır.)
    Somut olayda asıl davada; davacı Y... Halı ve Mobilya Tic. Ltd. Şti."nin alacaklı olduğu İzmir 9. İcra Müdürlüğü"nün 2009/5829 E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla 21.04.2009 tarihinde takibe geçilerek, ödeme emrinin borçluya 22.04.2009 tarihinde tebliği sağlandıktan sonra, borçlunun emekli ikramiyesine hak kazandığı 19.07.2011 tarihinden sonra 11.10.2011 tarihinde ikinci bir haciz konulduğu ve bu haczin usulüne uygun ve ayakta olduğu anlaşılmıştır.
    Birleşen davada ise davacı H.. E.."ın alacaklı olduğu İzmir 1. İcra Müdürlüğü"nün 2008/4511 E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla 12.03.2008 tarihinde takibe geçilerek, ödeme emrinin borçluya 14.03.2008 tarihinde tebliği sağlandıktan sonra, borçlu emekli ikramiyesine 19.07.2011 tarihinde hak kazandığı halde, borçlu emekli ikramiyesine henüz hak kazanmadan 11.04.2008 tarihinde İİK"nın 88. maddesi anlamında müzekkere ile ileride doğacak emekli ikramiyesine haciz konulmuştur. Haciz tezkerelerinin gönderildiği tarihte, taşınır hükümlerine göre haczedilebilecek bir paranın henüz mevcut olmadığı ve olmayan bir para üzerine taşınır mallara ilişkin İİK"nın 88. maddesi çerçevesinde haciz konulamayacağı gözetilmelidir.
    Bu durumda mahkemece, asıl davanın yazılı gerekçeyle reddi doğru olup, birleşen davada davacının yasaya uygun bir haczinin olmadığı, buna göre sıra cetvelinde yer alması mümkün olmayan bu davacının davasının, hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK"nın 114/1-4 ve 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, birleşen davanın yazılı gerekçelerle esastan reddi doğru olmamış ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK"nın 438/son maddesi gereğince gerekçesi değiştirilerek ve yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, hükmün HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada hükmün gerekçesi değiştirilmek ve “HÜKÜM” fıkrasının B bendinin 1. paragrafındaki “davasının” ibaresinden sonra “usulden” ibaresi yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi