Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9764
Karar No: 2016/4814
Karar Tarihi: 28.04.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/9764 Esas 2016/4814 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/9764 E.  ,  2016/4814 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28.05.2015 tarih ve 2014/114-2015/580 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 26.04.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında 06.04.2013 tarihinde 10 yıl süre ile geçerli olmak üzere franchise sözleşmesi imzalandığını, ..."nın davalı şirketi kurması ile sözleşmenin davalı şirketle katılma yoluyla zımni olarak devam ettirildiğini, sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/62 D.iş. Sayılı dosyasında davalı tarafın sözleşmeye aykırı olarak işyerinde alkolü içki satışı yaptığının tespit edildiğini, sözleşmenin VIII Genel Şartlar Başlıklı 15. maddesine aykırı olarak işyerinde müvekkilinin marka ve imajına uygun olmayan, başka marka ile beraber kullanıma sunulan izin ve onay verilmemiş olan menüler oluşturduğunu, müvekkilinin “...” ismi ile Türkiye çapında kafeterya faaliyetleri ile tanındığını, franchise sistemi gereği kafe-bar olarak faaliyet gösterilmesinin mümkün olmadığını, davalının sözleşmede kararlaştırılan 50.000 TL tutarındaki senedi müvekkiline teslim etmediğini, işletmeye tayin edilmesi gereken mesul müdür atanmışsa da müvekkiline bildirilmediğini, davalının sayılan ihlallerini durdurmak amacıyla keşide edilen ihtarlardan sonra içki satışına son verdiğini bildirmesine rağmen diğer yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı tarafın 03.03.2014 tarihinde sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, sözleşmenin "Özel Şartlar" başlıklı IX. maddesinin 7 numaralı bendine göre, müvekkilinin 30.000 USD ve kalan ayların bedelinin tamamını cezai şart olarak talep etmesinin mümkün olduğunu, sözleşmenin süresi başlıklı IV. maddesinde "...sözleşmenin erken feshi halinde toplam danışmanlık bedelinin muaccel hale geleceği..."nin belirtildiğini, haksız fesih nedeniyle 190 aylık franchise bedelinin (1.982 TLx109 ay=) 216.038 TL olarak hesaplandığını ancak şimdilik 100.000 TL talep edildiğini ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız olarak davalılar tarafından feshedildiğinin belirlenmesi ile 30.000 USD cezai şartın ve muaccel hale gelen 109 aylık cezai şart niteliğindeki franchise bedelinin kısmen karşılığı olan 100.000 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken/müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, dava konusu sözleşmenin müvekkil ... ile imzalanıp müvekkil şirket ile yazılı bir sözleşme akdedilmediğini, franchise ilişkisinin 03.05.2013 tarihinde kurulan davalı şirket ile zımnen devam ettirildiğini, müvekkili ... ile davacı arasındaki yazılı sözleşmenin de bu nedenle zımnen feshedilmiş olduğunu, TBK"nın 179. maddesi uyarınca ceza şart istenebilmesi için yazılı bir anlaşmanın bulunması gerektiğini, ... ile olan yazılı sözleşmenin feshedilmesi aşamasında davacının anılan davalıdan herhangi bir talepte bulunmaması nedeniyle TBK"nın 132. maddesi uyarınca borcun ibra yoluyla sona erdiğinin kabulü gerektiğini, davacı ile davalı ... arasında akdedilen franchise sözleşmesi davacı tarafından birçok kişiyle imzalanmak üzere düzenlenmiş standart bir sözleşme olduğundan genel işlem şartları taşıdığını, cezai şart talep edilebileceği düşünülse dahi söz konusu hükmün genel işlem şartı olması nedeniyle geçersiz olduğunu, davacının sözleşmenin hakim konumunda olmasından yararlanarak kendi lehine aşırı yararlanmaya neden olan hükümlere yer verdiğini, 109 aylık danışmanlık ücretinin istenebilmesi için sözleşmenin davacı tarafça haklı nedenle feshedilmesi gerektiğini, oysa davacının sözleşme kurulurken işletmenin inşa ve tefrişinde müvekkilini ekonomik açıdan istirmar ederek fazla para tahsil ettiğini, şubeler arasında farklı uygulamalara göz yumduğunu, sözleşmenin müvekkilince haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiş, 25.05.2015 tarihli dilekçesi ile davacıya fazladan ödenen 160.000 TL"nin takas edilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalılar vekilinin takas talebinin şartlarının oluşmadığı, davacı ile davalı ... arasında başlayan ticari ilişkinin davalı ..."nın sonradan kurduğu davalı şirket ile sürdürülmüş olması, davalı şirketle yazılı bir sözleşme akdedilmemesine rağmen franchise sözleşmesine konu kafeteryayı davalı şirketin fiilen işletmesi ve 03.03.2014 tarihli fesih ihtarının davalı şirket adına keşide edilmesi karşısında davalı şirketin ortaya koyduğu iradenin TBK"nın 206/3 hükmüne göre davalı şirketin sözleşmeye katılması için aranan yazılı şekil şartı verine geçtiği, davalı şirketin TBK"nın 206. hükmüne göre franchise sözleşmesine katıldığı, sözleşmeyi bizzat imzalayan davalı ... ile birlikte sözleşmeden doğan hak ve borçlardan dolayı müteselsil alacaklı ve borçlu sıfatını haiz olduğu, 30.000 USD cezai şart ve 10 yıllık sözleşme süresi boyunca taksitler halinde ödenmesi gereken danışmanlık bedellerinin tamamının cezai şart olarak davalıdan talep edebileceği yönündeki Genel İşlem Koşulunun TBK"nın 25. maddesi uyarınca "dürüstlük kuralına aykırı" olarak mütalaa edilemeyeceği, davalı şirketin inşaatlar ve mimari proje için davacının gösterdiği yükleniciye fazla ödeme yapıldığı iddiaları davalı tarafça açılan başka bir dava kapsamında kabul görse dahi, davalı şirketin bu inşaat ve imalatların yapıldığı ... ... Şubesi"nde sözleşmenin feshedildiği 03.03.2014 tarihine kadar bir yıla yakın dönemde franchise alan olarak işletme faaliyetlerini sürdürdüğü, bu konuda davalı şirket tarafından yaptırılan delil tespiti kapsamında tanzim edilen 25.10.2013 tarihli bilirkişi raporunun akabinde davalının sözleşmeyi feshetmediği, proje ve inşaat bedellerinin tespitine ilişkin bilirkişi raporundan 4 aydan fazla bir zaman geçtikten sonra 03.03.2014 tarihinde sözleşmeyi bu gerekçe ile feshetme yoluna gittiği, davalının fesih sebebi olarak ileri sürdüğü bu hususun doğrudan doğruya franchise sözleşmesinin temel unsurları ile ilgili olmayıp, davacı şirketten başka bir firmaya yaptırıldığı anlaşılan mimari proje ve inşaat işlerinden kaynaklandığından davalı şirketin inşaat ve proje bedellerinin fahiş olduğu iddiasıyla fazladan ödendiği ileri sürülen bedelin iadesi talebiyle açtığı diğer davada haklı çıkması durumunda dahi bu durumun sözleşmenin feshi için haklı sebep olarak ileri sürülmesinin mümkün olamayacağı, sözleşmenin davalı tarafça feshinin haklı sebebe dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, sözleşmenin davalılar tarafından haksız olarak feshedildiğine, 30.000 USD cezai şartın ve muaccel hale gelen 109 aylık cezai şart niteliğindeki Franchise bedelinin 5 yılla sınırlı olmak üzere 100.000,00 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve takas definin koşullarının oluşmamasına göre davalılar vekilinin takas defi ile ilgili temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, franchise sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasıyla cezai şart ve danışmanlık bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı ile davalı ... arasında 06.04.2013 tarihinde 10 yıl süreli franchise sözleşmesi imzalandığı, ancak davalı şirketin kurulmasından sonra ticari ilişkinin davalı şirket ile sürdürüldüğü, sözleşmenin davalı şirket tarafından keşide edilen ... Noterliği"nin 03.03.2014 tarihli ihtarı ile feshedildiği hususları uyuşmazlık konusu değildir.
    Mahkemece, TBK"nın 206. maddesi hükmüne göre davalı şirketin dava konusu franchise sözleşmesine katıldığı, sözleşmeyi bizzat imzalayan davalı ... ile birlikte sözleşmeden doğan hak ve borçlardan dolayı müteselsil alacaklı ve borçlu sıfatını haiz olduğu kabul edilmiş ise de tarafların ve mahkemenin kabulünde olduğu üzere dava konusu franchise sözleşmesi 06.04.2013 tarihinde davalı ... ile imzalanmasına rağmen çok kısa bir süre sonra 03.05.2013 tarihinde kurulan davalı şirket ile sürdürülmüş, sözleşmenin fesih tarihine kadar da franchise sözleşmesinde belirtilen adresteki işletmede davalı şirket davacının franchise sistemini kullanarak faaliyete devam etmiştir. Davalı şirket tarafından keşide edilen 03.03.2014 tarihli fesih ihtarnamesi içeriğinde davalı vekili “müvekkilim ile aranızda akdedilen franchise sözleşmesi uyarınca müvekkilimin işyeri 535.000TL bedelle ... ... ... Şubesi haline getirilmiştir” denilmekte ve “taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiği” davacı muhataba bildirilmektedir.
    Bu itibarla somut uyuşmazlıkta mahkemenin kabulünün aksine davalı şirket yönünden TBK"nın 206. maddesinde düzenlenen “sözleşmeye katılma”dan söz edilemeyip, dava konusu kafeteryanın fiilen davalı şirket tarafından işletilmesi ve fesih ihtarnamesinin bizzat davalı şirket adına keşide edilmesi karşısında ihtarname içeriği de nazara alındığında sözleşmesel ilişkinin fiilen davacı ile davalı şirket arasında devam ettirildiğinin kabulü gerekir.
    Bu kabul doğrultusunda da davacı şirket dava konusu taleplerini ancak davalı şirkete yöneltebilecek olup davalı ..."ya karşı ileri süremeyecektir. Bu durumda mahkemenin, davalı ..."nın da davalı şirketle birlikte sözleşmeden doğan hak ve borçlardan müteselsilen alacaklı ve borçlu sıfatını haiz olduğu yolundaki kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Yine mahkeme gerekçesinde, “....30.000 USD cezai şart ve 10 yıllık sözleşme süresi boyunca taksitler halinde ödenmesi gereken danışmanlık bedellerinin tamamının cezai şart olarak davalıdan talep edebileceği yönündeki Genel İşlem Koşulunun TBK"nın 25. maddesi uyarınca "dürüstlük kuralına aykırı" olarak mütalaa edilemeyeceği....” belirtilmiş ise de söz konusu bu tespit de yerinde değildir. TBK"nın 20. maddesinde genel işlem koşulları “bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri” olarak tanımlanmıştır. Genel işlem koşullarının denetim ise üçe ayrılmıştır. Yürürlük denetimi (TBK"nın 21 ve 22. maddesi), yorum denetimi (TBK"nın 23. maddesi) ve içerik denetimi (TBK"nın 24 ve 25. maddesi)"dir. TBK"nın 21. maddesinde genel işlem şartının yazılmamış sayılması, 22. maddesinde yazılmamış sayılmasının sözleşmeye etkisi, 23. maddesinde ise genel işlem koşulunun yorumlanması hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece, genel işlem koşulu olduğu kabul edilen cezai şarta ilişkin hükmün öncelikle TBK"nın 21, 22 ve 23. maddeleri çerçevesinde değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile TBK"nın 25. maddesine göre değerlendirilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3- Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin takas def"ine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 28.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi