18. Ceza Dairesi 2017/1212 E. , 2017/5885 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda sanığın mahkumiyetine dair, Kemalpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 09/06/2011 tarih ve 2010/786 esas, 2012/633 sayılı kararın sanık tarafından temyizi üzerine,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 21/11/2012 tarih ve 2012/18811 esas, 2012/26690 sayılı kararıyla;
"Sabıkasız olan sanığa yükletilen, imar kirliliğine neden olma suçunda, kamunun uğradığı maddi (somut) bir zarar bulunmadığı ve TCK"nın 184/5. maddesindeki etkin pişmanlık düzenlemesinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmayacağı gözetilmeden, yasal olmayan gerekçeyle sanık hakkında CMK"nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi," gerekçesiyle oy birliğiyle bozulmasına karar verilmiştir.
I- YEREL MAHKEMENİN DİRENME KARARININ KAPSAMI
Kemalpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2013 tarih ve 2013/121 esas, 2013/550 sayılı kararında;
"Ancak, CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin sanık lehine uygulanıp uygulanamayacağı hususunun belirlenmesi gerekir. CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanabilmesi için diğer şartların yanında, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi de gerekmektedir. Burada, kast edilenin maddi zararlar olduğu açıktır. Maddi zararın tazmin, aynen iade veya eski hale getirme suretiyle giderilmesi olanaklıdır. Zararın belirlenmesinde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yapmalı, hukuk hakimi gibi gerçek zararı tam anlamıyla saptamaya çalışmamalıdır. Sanık tarafından yapılan inşaatın imar planlarına göre ruhsatlandırma imkanının bulunmadığı ve yıkılarak imar planlarına aykırılığın giderilebileceği bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Yapılan inşaatın sonradan ruhsata bağlanması mümkün olmadığına göre, meydana çıkan yapının mevcut hali hem çevre kirliliği kapsamında değerlendirilip, hem de imara aykırı yapının imar mevzuatı açısından yıkılması gerekmektedir. Çevre kirliliği olarak somut şekilde göz önünde duran yapının mevcut hali somut zarar olarak kabul edilmese bile, yapının yıkılması işlemi için kamu kurumlarınca yapılacak emek ve makine gücü ile ekipman giderleri somut zarar olarak gösterilebilir. Yapının yıkılması için kamu kurumunun harcayacağı bedel somut zarardır, çünkü zararın giderilmesi kavramı suçtan önceki hale getirmeyi de kapsar. Olayımızda sanık, TCK"nın 184/5 maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmadığı gibi, kamu kurumu olan Kemalpaşa Belediyesinin suça konu yapıyı yıkarak eski hale getirmesi için yapması gereken somut olarak hesaplanabilir yıkım giderlerini de ödememiştir. O halde, sanık etkin pişmanlık göstererek kirliliği gidermediğinden ve kirliliğin giderilmesi için somut olarak hesaplanabilen yıkım giderlerini ödemediğinden, CMK"nın 231/5 maddesinde aranan şartlardan biri olan zararın giderilmesi şartını yerine getirmemiş sayılır ve CMK"nın 231/5 maddesinden faydalanamaz. Bu nedenle, sanık lehine CMK"nın 231/5 maddesi uygulanmamıştır." şeklindeki gerekçeyle, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 21/11/2012 tarih ve 2012/18811 esas, 2012/26690 sayılı kararına direnildiği görülmektedir.
II- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME
02.12.2016 tarihli 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından 14/12/2016 tarih ve 2016/1300 esas, 2016/1756 ile dosya Dairemize gönderildiğinden, direnme kararı üzerine verilen hükmün Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 24/02/2015 tarih, 2014/4-567 esas, 2015/11 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere,
CMK"nın 231. maddesinin uygulanma şartları ile TCK"nın 184/5. maddesi karşılaştırıldığında, imar kirliliğine neden olma suçuna özgü olarak düzenlenen 184/5. maddesi ile fail açısından daha lehe sonuçlar öngörülmüştür. Nitekim fail hakkında hükmolunan ceza kesinleşse dahi, suça konu binanın imar planına veya ruhsatına uygun hale getirilmesi halinde bir süre şartı aranmaksızın ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacak, açılmış olan kamu davasının yine süre şartı aranmaksızın düşmesine karar verilecektir. CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanması ise objektif şartların yerine getirilmesi ve mahkemece sanığın yeniden suç işlemeyeceğine ilişkin kanaate ulaşılması halinde mümkün olacak, açılmış olan kamu davasının düşmesine karar verilebilmesi için ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra sanığın beş yıllık denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlememesi gerekecektir.
Bu nedenle, imar kirliliğine neden olma suçunda ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirerek TCK"nın 184/5. maddesindeki özel düzenlemeden yararlanma imkânı bulunan fail hakkında CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma imkânı bulunmamaktadır.
Buna göre, daha lehe hükümleri kapsadığı konusunda tereddüt bulunmayan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmüne göre özel bir düzenleme olan 5237 sayılı TCK"nın 184/5. maddesinin gereğini yerine getirmeyen sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin ayrıca bir değerlendirme yapılması gerekmediğinin kabulü zorunludur.
İmar kirliliğine neden olma suçunu işleyen sanık, ruhsatsız olarak yaptığı binayı eski haline getirerek 5237 sayılı TCK"nın 184/5. maddesindeki özel düzenlemeden yararlanma imkanı bulunduğu halde bunu yapmayarak anılan maddedeki özel düzenlemeden yararlanmamış olup, bu durumda 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarını yerine getirip getirmediğinin ayrıca değerlendirilmesine gerek bulunmamaktadır.
Bu itibarla, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünü uygulamamak suretiyle sonucu itibariyle isabetli olan Yerel Mahkemenin direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
III- KARAR
Sanığa yükletilen imar kirliliğine neden olma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık ..."ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 16/05/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.