10. Hukuk Dairesi 2020/7111 E. , 2021/6906 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
...
...
Dava, iş kazası ölümünden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde; müteveffa muris ..."in 19/12/2009 tarihinde davalı yanında çalışırken geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle vefat etmesi dolayısıyla davacı ... için 1.000,00 TL maddi, 100,00,00 TL manevi, davacı ... için 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, davacı ... için 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahlisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 22/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak kalemlerini arttırmıştır.
II-CEVAP
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Kazalı müteveffanın 19/12/2009 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda vefat ettiği, hükme esas alınan kusur raporunda kazanın meydana gelişinde, kazalının %20 oranında, davalı ve dava dışı ... Yapı İnş. Müh. Maden Turz. San. Dış Tic. Ltd. Şti.’nin %80 oranında müştereken ve müteselsilen kusurlu olduğunun bildirildiği, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu, sürekli iş göremezlik oranı, tarafların kusur oranı, kurum tarafından yapılan ödemeler ve dosya kapsamı nazara alınarak davacı ...’in 282.036,26-TL, davacı ...’in 110.821,27-TL, davacı ...’in 47.448,64-TL maddi zararının olduğunun tespit edildiği ve davacı ... için 30.000,00-TL, davacı ... ve ... için 20.000,00 er TL manevi tazminat takdir edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulune karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının, müteveffa işçinin İşvereni olmadığını, ihbar olunan şirket ... Yapı Ltd. Şti.nin sigortalı işçisi olduğunu, alacakları, maaşı, sigorta primi nin ihbar olunan ... Ltd. Şti. tarafından ödenmiş ve bu şirketin ticari defterlerine kayıt edildiğini, davalının, kazanın olduğu inşaatın arsa sahiplerinin verdiği vekaletname ile Burdur Belediyesindeki inşaat ruhsat ve başvuru işlemleri için yetkilendirildiğini, vekaletname verilmiş bir kişi olduğunu, mütcahhit ..."nin vekalet verdiği bir kişi olmadığını, davalıya inşaatın tüm iş ve işlemleri, inşaatın takibi, sorumluluk vs. gibi müteahhit ... Yapının sorumluluklarını devreden bir vekaletname verilmediğini, müvekkilinin ... şirketinin yasal sorumlusu veya yetkilisi olmadığını, bu sebeple kendisine kusur izafe edilemeyeceğini, ceza dosyasındaki ifadeler irdelendiğinde inşaatta bir kalıp ustası mevcut olduğunu (...), dosya kapsamında müteveffanın kalıp ustası olduğuna dair resmi bir belge ya da bir sertifika mevcut olmadığını, düz inşaat işçisi olduğunu, müteveffayı kalıp ustası olarak kabul edip kalıp ustası geliri üzerinden hesap bilirkişi incelemesi yapılmasının hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Manevi Tazminat İstemlerine İlişkin Hükümler Yönünden;
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre; “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00TL ve 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00TL, 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için ise 72.070,00TL‘dir
Somut olay incelendiğinde, manevi tazminat istemleri hakkındaki hükümlerin miktar yönünden yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Diğer Hükümler Yönünden;
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, 19/12/2009 tarihli iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 282.036,26-TL maddi, 30.000,00-TL manevi, davacı ... için 110.821,27-TL maddi, 20.000,00 TL manevi, davacı ... için 47.448,64-TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, davalı vekilinin anılan kararı isnaf etmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Sigortalının ya da iş kazasında ölüm halinde hak sahiplerinin açtıkları maddi tazminat davalarında maddi zarar kazalının gerçek net ücreti üzerinden yapılacak hesaplama ile belirlenmelidir. Sigortalının maddi tazminatının saptanmasında ilke olarak öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı iş yeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının inşaat işinde kalıp ustası olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden belli olmaktadır. Mahkemece emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret araştırılmış, bu amaçla; Burdur Esnaf ve Sanatkarlar Odası"ndan kazalının kaza tarihinde alabileceği ücretler sorulmuş ve hükme esas alınan hesap raporunda; Burdur Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından bildirilen ücrete itibar edilmiş ve sigortalının ücretininin, asgari ücretin 2,68 katı olduğu kabul edilerek hatalı sonuca varılmıştır.
Yargıtay kararlarında istikrar kazanmış uygulamaya göre hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, öncelikle davacının çalıştığı işte imzasını taşıyan maaş bordrolarının temini, imzalı bordroların temin edilmemesi halinde ise müteveffa sigortalının olay tarihindeki yaşı, kıdemi ve yaptığı iş dikkate alınarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK ile işin yapıldığı yerdeki Meslek Odalarından ücret araştırması yapılmak suretiyle alabileceği ücretin belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan yapılacak yeni hesapta usuli kazanılmış hak da dikkate alınarak temyize konu dosyada 26/02/2019 tarihli hesap raporundaki verilerin dikkate alınması, işlemiş devrenin bu raporda kabul edilen tarihten ileri çekilmemesi, bu rapordan sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki farkların rapora yansıtılmaması suretiyle davacıların maddi tazminat alacaklarının belirlenmesi gerekmektedir.
İlk Derece Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir
SONUÇ : Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 25/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...