MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin

1- Katılan vekillerinin, "resmi belgede sahtecilik" suçundan açılan kamu davasının dava zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen ‘resmi belgede sahtecilik’ suçunun 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve sanık lehine olan 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e maddesinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden iddianamenin düzenlendiği 23.11.2011 tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2- Katılan vekillerinin, "dolandırıcılık" suçundan açılan kamu davasının dava zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Sanığın, suça konu çeki sahte olarak düzenleyip ticari ilişki karşılığında katılan şirkete verdiği iddiasıyla açılan kamu davasında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.12.2004 gün ve 2004/173-228 sayılı kararında da açıklandığı üzere; dolandırıcılık suçunun, bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle işlendiği iddiasının sübuta ermesi halinde eylemin; suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nun 504/3, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 158/1-f maddelerinde öngörülen "nitelikli dolandırıcılık" suçunu oluşturacağı cihetle, delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, keza 5237 sayılı TCK hükümlerinin uygulanması durumunda, 158/1-f maddesinde yazılı cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, aynı Yasanın 66/1-d maddesinde yazılı 15 yıllık asli zamanaşımı süresinin suç tarihinden iddianamenin düzenlendiği 23.11.2011 tarihine kadar dolmadığı, 765 sayılı TCK hükümlerinin uygulanması durumunda ise, anılan eylem Yasanın 504/3. maddesinde yazılı cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, aynı Yasanın 102/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık asli dava zamanaşımının, suç tarihinden iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar gerçekleştiği gözetilerek, dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının 765 sayılı TCK hükümlerine göre düşürülmesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde 5237 sayılı TCK hükümlerinin tatbiki suretiyle davanın düşürülmesine karar verilmesi,
2

Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, dolandırıcılık suçu yönünden hüküm fıkrasında yazılı "TCK"nun 66/1-e" ibaresinin yerine "765 sayılı TCK"nun 102/4" ibaresi yazılmak suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.