19. Ceza Dairesi 2019/2981 E. , 2019/5876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
ŞİKAYETÇİ : İzmir Gümrük Müdürlüğü
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
UYAP ortamında yapılan incelemede sanığın derdest olan ve sonuçlanmış davalarındaki suç ve iddianame tarihleri ile bu davadaki suç ve iddianame tarihi yönünden zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesi uyarınca TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılıp, yerine ""24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına," ibaresi yazılmak suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün, tebliğnameye aykırı olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/03/2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi
KARŞI OY
Gümrük kaçakçılığı suçundan sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin olarak sayın çoğunluğun kararına, hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması imkanının sağlanması bakımından, suçtan doğan zararın sanığa bildilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği düşüncesiyle muhalifim.
Etkin pişmanlık kurumu 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesinde düzenlenmiş olup, ikinci fıkrada istisnalar gösterilerek, soruşturma aşamasında kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katının ödenmesi halinde cezanın yarı oranında indirileceği hüküm altına alınmıştır.
Yapılacak indirim yasa gereği takdiri değil, zorunludur.
Sanığın durumu yasada belirtilen istisnalara girmemektedir.
Sanık hakkında asgari hadden ceza tayin edilmiş olup, etkin pişmanlıktan yararlandığı takdirde, hakkında cezanın ertelenmesi, H.A.G.B. müesseselerinden istifade edebilme imkanı doğabilecektir.
Yakalanan kaçak sigara toplam 57 pakettir.
Mevcut Yargıtay uygulamasında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasında sanığın aktif konumda olması gerektiği belirtilerek, Cumhuriyet savcısı tarafından sanığa hatırlatma yapılmasına gerek bulunmadığı görüşü benimsenmekte, gerekçe olarak da, kanunu bilmemenin mazeret sayılmayacağı ifade edilmektedir.
TCK"nun 4. maddesinde düzenlenen, kanunu bilmemenin mazeret sayılmayacağına ilişkin düzenleme, ceza normu düzenleyen maddelerle ilgilidir. Yani sanık işlemiş olduğu fiilin kanunlarda suç olarak düzenlenmiş olduğunu bilmediğini mazeret olarak ileri süremeyecektir.
Etkin pişmanlık hükmü ceza düzenleyen bir norm olmayıp, sanığa bir hak sağlayan, meydana getirmiş olduğu zararı gidermek suretiyle, sonuçları itibariyle onarıcı adaletin sağlanmasını sağlayan, fert ve toplum/devlet bakımından faydalı sonuç doğuran bir müessesedir.
Yasada zarar miktarının sanığa bildirilmesine ilişkin hüküm bulunmaması, yargı makamlarına bu konuda keyfiyet sunmaz, aksine Cumhuriyet savcısı soruşturma aşamasında sanığa etkin pişmanlık için yatırması gereken zararın miktarını belirterek bu hakkını hatırlatmalı, soruşturma aşamasında bu gerçekleşmemişse kovuşturma aşamasında hakim tarafından bu eksiklik giderilmelidir.
Sanığa yasada tanınan bir hakkın varlığının sanığa bildirilmesi yargılama makamlarının bir lütfu değil, görevidir. Kanunlarda savcı/hakimin zaten görevi gereği yaptığı, yapması gereken her şeyin yer alması beklenemez.
Özellikle teknik yanı da olan gümrük kaçakçılığı suçundan zararın ne olduğu ve hesaplanması, bırakın bu suçlardan yargılanan sanıkların ortalama kültür seviyesine, çok daha birikimli olduğu düşünebilecek sosyal gruplara mensup insanların dahi bilebileceği bir iş değildir.
Esasen Ceza Muhakemeleri Kanunumuzun genel düzenlemesine baktığımızda, sanık haklarına azami önem verildiği açıktır.
Sanığın etkin pişmanlıktan yararlanma hakkı bulunduğu hatırlatılması, bilmesi çoğu zaman mümkün olmayan gümrüklenmiş değerin iki mislinin rakam olarak bildirilmesi adil yargılama hakkının gereğidir.
Belirttiğim sebeplerle, sanığa kaçak sigaranın gümrüklenmiş değerinin iki mislinin net rakamla bildirilip, ödeme yapıp yapmayacağı sorularak, bu konuda gerekirse sanığa mehil de verilmek suretiyle sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, bu hususlara riayet edilmeden kurulan yerel mahkeme hükmünün onanması görüşüne katılmıyorum.
...
Muhalif Üye
KARŞI OY
Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık sanığa etkin pişmanlık kurumundan yararlanması için ödemesi gerekli zarar tutarının hukuki sonuçları ile birlikte bildirilerek lehe olan kanun hükümlerinin belirlenmesinin gerekip gerekmeyeceğine ilişkindir.
Hukuki gerekçesi ayrıntılı olarak Dairemizin 2019/1586 Esas sayılı karşı oy yazısında belirtildiği üzere; hukuk devletinde asıl olan adil yargılanma hakkı çerçevesinde sanığa haklarını öğretme yükümlülüğünün adli makamlarca usulüne uygun şekilde yerine getirilmesidir.
Somut olayda 57 paket gümrük kaçağı sigara ele geçen sanığa eşyanın gümrüklenmiş değerini ödemesi halinde 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinden uygulanma imkanının bulunduğunun mahkemece usulüne göre açıklanması gereklidir. Eğer sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulansa idi, fiiline uyan 5607 sayılı Kanun"un 3/18, 5/2. maddesi gereğince verilecek hapis cezası, somut uygulamadaki 4733 sayılı Kanun"un 8/4. maddesi hükümlerine göre hükmolunarak cezadan daha az olacak idi. Bu itibarla sanık hakkında öncelikle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma imkanı usulüne göre tartışılmalı, sonrasında lehe kanun somut olaya tüm hükümleriyle birlikte uygulanarak tartışılmalı idi. Bu hususa uyulmaksızın sanık hakkında aleyhe olan normlar uygulanarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeple sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Muhalif Üye