11. Hukuk Dairesi 2020/4338 E. , 2021/5854 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 28.02.2017 tarih ve 2016/100 E- 2017/138 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi"nce verilen 14.10.2019 tarih ve 2017/1312 E- 2019/1610 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalıya zeytin satışı yaptığını, satışı yapılan ve teslim edilen zeytin bedellerinden 98.369,39 TL bakiye alacağının kaldığını, borcun ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, asıl alacağa ticari faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tarafların davacının ürettiği zeytinlerin Kayseri ve civarı illerde davacının belirlediği fiyat üzerinden satışının yapılması hususunda anlaştıklarını, anlaşma uyarınca fiyatlandırma nedeniyle oluşan fiyat farklarını, marketlerden gelen iadeleri ile davacı adına yapılan pazarlama ve dağıtım masraflarının davacıya fiyat farkı faturası ile fatura edildiğini ve kalan miktarı davacıya ödediklerini, ayrıca ürünün tanıtımı, nakliye, yol, konaklama, bilet masrafları, trafik cezası, masraflarının da davacı tarafından karşılandığını, ancak davacı şirketin 11/05/2013 tarihinden sonra taraflar arasındaki anlaşmanın aksine fiyat farkı faturalarını kabul etmemeye başladığını, 03/05/2014 tarihli ... no"lu ve 32.056,00 TL bedelli, 03/05/2014 tarihli 350894 no"lu ve 14.572,96 TL bedelli, 14/05/2013 tarihli, ... no"lu ve 14.465,22 TL bedelli faturaların davalı tarafça kabul edilmediğini, bu fatura bedellerinin düşülmesi sonucunda davacı tarafa olan borcun 15.551,21 TL olduğunu, bu miktar kadar ürünün de davalı stoklarında mevcut olduğunu, anlaşma uyarınca bu ürünlerin satılmadığı sürece bu borcun muaccel hale gelmeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında davalının fiyat farkına yönelik iade faturaları düzenlemesi şeklinde mûtad uygulamanın bulunduğu,davacı şirketin davalı şirkete 3 adet fatura ile toplamda 181.384,89 TL tutarında mal satışı yaptığı, davacının davalıdan devreden 84.672,50 TL"lik alacağı ile birlikte toplamda davacının davalıdan 266.057,39 TL tutarında alacaklı olduğu, taraf defterlerinin 167.688,00 TL"lik ödeme yönünden birbirini doğruladığı, davalının belge ile ispatladığı toplam 9.508,00 TL"lik ödemesinin daha bulunduğu, bu durumda davacının davalıdan 88.861,39 TL alacağının olduğu, ancak davalının ayıplı olarak iadesini yaptığı ve davacının da kabul ettiği 10.960,45 TL"lik zeytin bedeli, 750,00 TL"lik ödeme makbuzu ve 2.832,00 TL"lik ödeme makbuzunun da davalı ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiği, 5.489,00 TL"lik masraf belgelerinin kim tarafından imzalandığının belli olmadığı, bu sebeple davalı ödemesi olarak kabul edilemeyeceği, bilirkişi raporunda davalı ödemesi olarak değerlendirilen 356,00 TL"lik trafik cezası ödemesinin dava ve takibe konu faturalarla irtibatlı görülmediği ve trafik para cezasının davalı ödemesi olarak kabul edilemeyeceği,davalının toplam 61.094,18 TL bedelli fiyat farkına yönelik iade faturalarının da 11 ay sonra düzenlenmiş olduğundan mutad uygulama dışında kaldığı ve davalı ödemesi olarak kabul edilemeyeceği, buna göre davacının davalıdan 74.218,96 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, takibin bu miktar asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden sonra değişken oranlı avans faizi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamına, alacak miktarının %20"si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, yargılama sırasında mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak davalının ayıplı olduğundan bahisle iadesini gerçekleştirdiği ve davacı tarafından da 20.02.2013 tarihli e-mailde belirtilen ayıpların kabul edildiği , 10.960,45 TL "nin ve 2.832,00 TL ödeme makbuzunun davacının alacağından mahsubuyla bakiye bedel üzerinden karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, mahkemece hükme esas alınan raporda davacı tarafından düzenlenen faturaların ticari defter kayıtlarına işlendiği ayıp ve ödeme savunmasının usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddine, kabule göre davacı vekilinin dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde dava konusu alacağın tamamına 04.06.2014 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi talebinde bulunduğu, mahkemece 74.218,96 TL asıl alacak miktarına yapılan itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren yürütülecek değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına karar verildiği, davacının talep ettiği ticari faizin yasal faiz olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin faiz oranına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm verilmesine, davanın kısmen kabulü ile Kayseri 2. İcra Dairesi"nin 2014/11524 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun 74.218,96 TL asıl alacak miktarına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin bu miktar asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden sonra yasal faizi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. .
Karara karşı taraf vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, aşağıda belirtilen husus dışında dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işbu davada 98.369,39 TL asıl alacak tutarı üzerinden itirazın iptali isteminde bulunmuş olup, dava dilekçesinde bu meblağ üzerinden yetkisiz icra dairesinde başlatılan takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesini talep etmiştir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacı alacaklının ticari faiz istemi yasal faiz istemi olarak nitelendirilmişse de, davacının bu yöndeki talebinin tarafların tacir, işin ticari olması da gözetilerek ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi olarak nitelendirilmesi ve bu çerçevede asıl alacağa yetkili icra dairesi olan Kayseri İcra Müdürlüğü’nde başlatılan takipten itibaren ticari işlerde uygulanan avans faizi işletilmesi gerekmekte iken yasal faiz uygulanması doğru olmayıp kararın bu nedenle bozulması gerekiyor ise de, anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/2. maddesi uyarınca aşağıda açıklanan şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hüküm kısmının 3-a bendinde yer alan “ Kayseri 2. İcra Dairesi"nin 2014/11524 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun 74.218,96 TL asıl alacak miktarına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin bu miktar asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden sonra” ibaresinden sonra gelen "yasal faiz (i) uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamına" ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “değişken oranlı avans faizi uygulanmak suretiyle devamına” ibaresinin eklenmesine, hükmün bu şekliyle davacı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.802,42 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30/09/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.