16. Hukuk Dairesi 2015/16839 E. , 2017/8260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, ... ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1974 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 03.04.2008 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda temyize konu 20.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.893,87 metrekarelik kısmın tarla vasfıyla davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi ve davalı İl Özel İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro sırasında kuru dere yatağı olarak tespit harici bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir. Mahkemece özetle; dava konusu taşınmazın tamamen dere etkisinden kurtulduğu tarım arazisi vasfı kazandığı davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.893,87 metrekarelik kısmın davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Taşınmazın imar planı içerisinde bulunup bulunmadığı, imar planı içerisinde bulunuyor ise imar planının ne zaman onaylandığı ilgili kurumdan sorulmamıştır. Ayrıca, mahkemece mahallinde üç kez keşif yapılmış sadece 2008 yılında yapılan ilk keşifte ziraatçı bilirkişi bulundurulmuş, bu bilirkişi de raporunda; (A) harfi ile gösterilen kısma geçmiş yıllarda buğday ekildiği ancak o sene tarımsal faaliyette bulunulmadığı, halihazırda hayvan otlatma amaçlı kullanıldığı, taşınmazda düzenli tarımsal faaliyette bulunulmadığından taşınmazın kaç yıldır işlendiğinin anlaşılmasının mümkün olmadığını belirtmiştir. Dosya içerisinde bulunan jeoloji mühendisi bilirkişi raporlarından dava konusu taşınmazın dere etkisinde olmadığı anlaşılmakla birlikte taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Mahkemece, hava fotoğrafları getirtilerek bilirkişi marifetiyle yorumlatılmamış, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğu, hava fotoğrafları ile denetlenmemiştir. Sağlıklı bir sonuca ulaşmak için taşınmazın dava tarihi olan 2008 yılından, taşınmazla ilgili kesinleşmiş imar planı olması halinde ise imar planı onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra 3 kişilik ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı, zilyetliğin kimden kime ne zaman geçtiği ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususları ve de komşu parseller ile dava konusu taşınmaz arasında nitelik farkı olup olmadığı özellikle belirtilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisi ve davalı İl Özel İdare vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacı İl Özel İdaresine iadesine, 30.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.