1. Hukuk Dairesi 2015/1517 E. , 2017/6835 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süresi içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 28.11.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat Haydar Diktaş geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, muris ..."nun maliki olduğu 13 nolu parselde yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine isabet eden bağımsız bölümlerden dava konusu edilen 3 adedini mirastan mal kaçırmak amacıyla davalılara aktardığını ileri sürerek tapu iptali-tescile, aksi takdirde tenkise karar verilmesini istemişler; yargılama sırasında tenkis isteğinden vazgeçtiklerini bildirmişlerdir.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, gelişmelerden herkesin haberi bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
İşlemlerin geçerli olduğu ve saklı payın zedelenmediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece, muris muvazaası iddiasının araştırılması gereğine değinilerek bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonucunda, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, tenkis isteğinden de vazgeçildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçekten de, dosya içeriği ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazların temlikinde murisin mirastan mal kaçırma iradesiyle hareket ettiğinin kanıtlanamadığı anlaşıldığından, davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, davanın 30.000,00-TL değerle açıldığı ve keşfen saptanan değer üzerinden yargılama sırasında harç ikmali yapılmadığı gözetilerek, davalılar yararına dava dilekçesindeki değer dikkate alınmak suretiyle vekalet ücreti tayin edilmesi yerine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının hüküm kısmının "Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden dava konusu parsellerin keşifte belirlenen dava tarihi itibari ile değerleri üzerinden hesap edilen 12.251,00 TL nispi vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine," şeklindeki 4. paragrafının "Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, dava dilekçesinde gösterilen dava değeri 30.000,00-TL üzerinden hesaplanan 3.600,00-TL nispi vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine," şeklinde düzeltilmesine davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.