15. Hukuk Dairesi 2016/2919 E. , 2018/292 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle açılan alacak davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı vekili; davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden Diş Hekimliği Fakültesi Engelli Ameliyathanesi yapım işini ihale ile aldığını, sözleşme uyarınca davacıya iş yerinin 03.09.2013 tarihinde teslim edilmesi üzerine işe başlandığını, iş bitirme süresi olan 30 günlük süre içerisinde 30.09.2013 tarihinde işin bitirilip geçici kabul ve kesin hakediş dilekçesinin idareye sunulduğunu, geçici kabul tutanağı ve hakediş raporu makamın onayına sunulmasına rağmen gerekçe gösterilmeden makam tarafından onay verilmediğini, davacı tarafından 04.12.2013 tarihli 82.596,86 TL tutarlı faturanın idareye sunulduğunu, 82.596,86 TL"nin hakediş tarihi olan 24.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davacının 30.09.2013 tarihinde geçici kabul yapılması için başvurduğunu, ancak 30.09.2013 tarihi itibariyle yapım işinin tamamlanmadığının tespit edilmesi üzerine Üniversite tarafından görevlendirilen heyetin 25.12.2013 tarihli raporda işin eksik yapıldığını bildirdiğini, işin sözleşme eki teknik şartnameye uygun şekilde yapılmadığını, eksik ve kusurların kabule engel olacak nitelikte olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, verilen karar, davacı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında; 28.08.2013 tarihli ve "... Diş Hekimliği Fakültesi Engelli Ameliyathanesi İşine Ait Sözleşme" başlıklı sözleşmenin imzalandığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık; sözleşme hükümleri gereği işin yapılmasından sonra işte bulunan ayıp ve eksikler nedeniyle davacı yüklenicinin iş bedelini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığın, eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip çözülmesi gerekli ve zorunludur. Eser sözleşmelerinde, kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. Mahkemece davacı yüklenici tarafından işin sözleşme ve şartnameye uygun olarak tamamlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Bir
başka deyişle davacı yüklenicinin yaptığı işin ayıplı olması nedeniyle iş bedelini talep edemeyeceği görüşü ile dava reddedilmeştir.
Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu"nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def"i olarak ileri sürebilir. Sözü edilen Türk Borçlar Kanunu"nun 475. maddesinde yapılan şeyin iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşme hükümlerine aykırı olursa iş sahibinin o şeyi kabulden kaçınabileceği ve bu hususta yüklenicinin kusuru bulunursa zarar ve ziyan da isteyebileceği, aynı maddenin II. fıkrasında ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde iş sahibinin işin kıymetinin noksanı nispetinde bedelden indirim ve eğer o işin onarımı büyük bir masrafı gerektirmez ise yükleniciyi onarmaya mecbur edebileceği hükmü getirilmiştir. Bunlar eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin haiz olduğu haklardır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayımıza gelince; davacı yüklenici tarafından yapılan iş reddedilmeyip, kullanıma devam edildiği ve işin %75,94"lük kısmının tamamlandığı anlaşılmaktadır. İş sahibi, işi reddetmeyip kullandığına göre; az yukarıda bahsedilen seçimlik haklarından "bedel indirimi talep etme" hakkını kullanmış olduğunun kabulü gerekir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davalı iş sahibinin ayıp nedeniyle bedelde indirim talep etme hakkını kullandığı kabul edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen heyetten ek rapor alınarak Türk Borçlar Kanunu"nun 475. madde hükümleri gereğince nispi metoda göre ayıp nedeniyle iş bedelinden yapılacak indirim belirlenmeli ve buna göre yüklenici alacağı belirlenerek hüküm altına alınmalıdır. Aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 31.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.