1. Hukuk Dairesi 2015/5573 E. , 2017/6817 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPT... VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı idare, ... oğlu ..."ın 26.02.1987 tarihli başvurusu üzerine dava konusu 122 parsel sayılı taşınmazın m...ki ..."ın baba adının "..." iken "..." olarak değiştirildiğini, ancak yapılan düzeltme işleminin hatalı olduğunun tespit edildiğini ileri sürüp tapu m...kinin isminin ... oğlu ... olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen Dairece onandıktan sonra karar düzeltme ile; “...bu tür davaların kural olarak kayıt m...ki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de; davacı idarenin Türk Medeni Kanununun 1025. ve 1007. maddeleri ile Tapu Sicili Tüzüğünün 85. maddesi ( yargılama sırasında, 17.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren Tapu Sicili Tüzüğünün 74.maddesi ) gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı, TMK.nın 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olup, bu madde kapsamında Hazinenin tazminat davasına muhatap ve tazminata mahkum olabileceği gözetildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı idarenin hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Öte yandan; Tapu Sicili Tüzüğü’nün 85. maddesi “Kütük üzerinde belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir. Belgeye aykırı yazımın veya tescilin düzeltilmesine, ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, müdür defterdarlık veya mal müdürlüğünden düzeltme için dava açılmasını, talep eder. Hazine avukatı bulunmayan yerlerde bu düzeltmeler için müdürlük tarafından re"sen dava açılır. İkinci ve üçüncü fıkralardaki durum, ayrıca kütük sayfasının beyanlar sütununda belirtilir. Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde belgesine aykırı olarak basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi h...nde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, resen düzeltme yapılır” şeklinde olup, doğrudan dava açmaya engel bir yasal düzenleme içermemektedir... Hal böyle olunca işin esasına girilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde tapu sicil müdürlüğünün yapılan düzeltmenin yanlış olduğunu tespit ettiği ve yerinde kendisi düzeltebileceğinden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmuş olması 09.05.1960 tarih 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları uyarınca taraflardan biri lehine müktesep hak oluşturacağından ve bu hakkın tanınması kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi zorunludur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu tartışmasızdır.
Somut olayda; davacı, dava konusu edilen 122 parsel sayılı taşınmazın kayıt m...kinin ... olduğunu, baba adının “...” iken “...” olarak değiştirildiğini, tashih işlemine itiraz edilmesi üzerine yapılan inceleme neticesinde düzeltme işleminin hatalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydında baba isminin önceki gibi “...” olarak değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılamada davanın tekrardan reddine karar verildiği gözetildiğinde; mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; bu tür davalar kural olarak kayıt m...ki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de, davacı idarenin Türk Medeni Kanununun 1025. ve 1007. maddeleri ile Tapu Sicili Tüzüğünün 74. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı, TMK’nın 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olup, bu madde kapsamında Hazinenin tazminat davasına muhatap ve tazminata mahkum olabileceği gözetildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı idarenin hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan; Tapu Sicili Tüzüğü’nün 74/4 maddesi “Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı tescil veya esaslı yazım hatasının düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması gerekir. İlgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, bu durum beyanlar sütununda belirtilerek, 26/9/2011 tarih ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre işlem yapılır" şeklinde olup, doğrudan dava açmaya engel bir yasal düzenleme içermemektedir.
Diğer taraftan, Tapu Müdürlükleri, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı ve Genel Müdürlük olarak da Bayındırlık ve İskan Bakanlığına yeni ismi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı kuruluşlar olarak, genel bütçe içinde ayrı bütçe ile yönetilen kamu kuruluşlarıdır.
O halde; Tapu Müdürlüğünün hatalı gerçekleştirilen çekişmeye konu işleminin düzeltilmesi ile ilgili olarak yukarıdaki ilkelerde dikkate alındığında eldeki davayı açabileceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; işin esasına girilerek, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Tarafların temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.