8. Hukuk Dairesi 2017/9370 E. , 2019/1293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Talebi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen, ... ili ... ilçesi 396 ada 18 parselde kayıtlı 12,13,14,15,16,17 numaralı bağımsız bölümler üzerinde, her bir bağımsız bölüm için 1000 TL"den toplamda 6000 TL, ...plakalı traktör için 2500 TL, ... plakalı araç için 2500 TL olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 11.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ..., bağımsız bölümlerin davalıya murisi ..."dan miras hissesi oranında miras kaldığını, diğer mirasçıların yani annesi ... kardeşleri ... ve..."in bu taşınmazlar üzerindeki miras hisselerini hibe yolu ile davalıya devrettiklerini, yine davalının murisi ile taşınmazlar üzerinde hissedar olan davalının amcaları ... ve..."ın da, ½ oranındaki hisselerini hibe yolu ile davalıya devir yaptıklarını,... plakalı aracın davalının annesi tarafından davalının banka hesabına gönderilen para ile alındığını, ... plakalı aracın evlilik içinde edinildiğini, evlilik birliği içinde ihtiyaçlar nedeniyle yapılan harcamaların katılma alacağı hesabında dikkate alınması gerektiğini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, ... plakalı araç için 10.870 TL katılma alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,... plakalı araç ve davaya konu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 07.07.2007 tarihinde evlenmiş, 16.09.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 396 ada 18 parselde kayıtlı taşınmazlardaki 1/16 hisselerin, 24.06.2009 tarihinde intikal ettiği, annesi Semiha, kardeşleri Zuhal ve Filiz ile davalının murisi ve davaya konu taşınmazda hisse sahibi olan amcaları Yakup ile Kazım"ın hisselerini 30.12.2009 tarihinde davalıya ve davalının kardeşi ..."ye devrettikleri, 30.12.2009 tarihinde davaya konu taşınmazların ½ hissesinin davalıya ait olduğu, ... plakalı aracın 11.08.2008,... plakalı aracın ise 12.05.2011 tarihinde davalı tarafından edinildiği, edinme tarihleri itibariyle eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
Mahkemece, davaya konu edilen bağımsız bölümlerin mirasen taksim amacıyla davalıya hibe edildiği, bu nedenle bu taşınmazlarda davacının katılma alacağı bulunmadığına hükmedilmiştir. Davaya konu taşınmazların edinme tarihi itibariyle edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği sabittir. Davalı tarafın davaya konu taşınmazların bedelsiz olarak mirasen taksim yolu ile kendisine devredildiği iddiası kişisel mal iddiası niteliğindedir. Yukarıda da açıklandığı üzere, bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal sayılır. Dolayısıyla kişisel mal iddiasında bulunan davalının bu iddiasını ispat etmesi gerekir. Ne var ki, Mahkemece bu konuda yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Mahkemece, HMK"nin 31. maddesi hükmü gereği hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü uyarınca, davalı tarafa taksime konu olduğu ileri sürülen diğer taşınmazların ada ve parsel numaralarını bildirmesi için usulüne uygun süre verilerek, bu taşınmazların ada ve parsel numaraları bildirildiğinde tapu kayıtları da celp edilerek, kayıtların dinlenen davalı tanık beyanları ve davalının kişisel mal savunması ile örtüşüp örtüşmediği, davalının kişisel mal savunmasının denetlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 Sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 11.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.